en iyi rulet siteleri
Üstün: Yeni yaşamı kurmak için ortak mücadele edeceğiz
  • Rojev
  • Ekonomi
  • Üstün: Yeni yaşamı kurmak için ortak mücadele edeceğiz

Üstün: Yeni yaşamı kurmak için ortak mücadele edeceğiz

Kapitalist sistemin emek ve ekoloji alanlarına aynı yoğunlukta saldırdığını vurgulayan ekolojist Beyza Üstün, "Artık sistemin devamlılığı için değil yeni yaşamı kurmak için ortak mücadele edeceğiz" dedi.

ABONE OL
Nisan 30, 2023 18:00
Üstün: Yeni yaşamı kurmak için ortak mücadele edeceğiz
0

BEĞENDİM

ABONE OL
MUĞLA – Kapitalist sistemin emek ve ekoloji alanlarına aynı yoğunlukta saldırdığını vurgulayan ekolojist Beyza Üstün, “Artık sistemin devamlılığı için değil yeni yaşamı kurmak için ortak mücadele edeceğiz” dedi. 
 
Devrimci Yapı, İnşaat ve Yol İşçileri Sendikası (Dev Yapı-İş), Muğla Bodrum Heredot Kültür Merkezi’nde emek sömürüsü ve ekolojik talana ilişkin panel düzenledi. Dev Yapı İş Genel Sekreteri Nihat Demir, Polen Ekoloji Kolektifi üyesi Sultan Gülsüm, ekolojist Beyza Üstün ve Akademisyen Aslı Odman’ın konuşmacı olarak yer aldığı panele çok sayıda yurttaş katıldı. 
 
İlk olarak söz alan Dev Yapı-İş Genel Sekreteri Nihat Demir, inşaat işçilerinin günden güne yoksullaştığını söyledi. Demir, “İktidar hastaneler, yollar yaptığını söylüyor. Ama burada hem doğayı talan ediyor hem de işçileri sömürüyor. İşçiler bu inşaatlarda ki çalışma koşullarından kaynaklı ya sağlığından oluyor ya da ölüyor. Çünkü buralarda denetimsizlik var. 3’üncü havalimanı direnişiyle birlikte emek ve ekoloji mücadelesinin birlikte yürümesi gerektiği fikri oluştu. İşçilerin yaşadığı sorunlara karşı farklı eylemsellikler oluyordu. Buradaki iş kazalarında yüzlerce arkadaşımızın öldüğünü biliyoruz. Hem işçinin hem de doğanın haklarını koruyan bir birlikteliğe ihtiyacımız var. Birbirimizden öğreneceğimiz çok şey var. İşçiler örgütlü ve bilinçli olduğu zaman doğayı katleden projelerde çalışmaz” dedi. 
 
DOĞA VE EMEK SÖMÜRÜSÜ 
 
Ardından söz alan Polen Ekoloji Kolektifi üyesi Sultan Gülsüm de kapitalizmin yarattığı bütün yıkımların çevreyi de yok ettiğini vurguladı. Emek mücadelesinin her durumda iş ve ekmek olmadığını kaydeden Gülsüm, “İş işçiyi öldürmemeli ekmek işçiyi zehirlememeli. İşçi ölümlerinin yoğun olduğu sektörler ile çevre tahribatının olduğu sektörler kesişiyor. Bu sektörlerden olan maden ve termik santraller de ormansızlaştırma ve yaşam alanlarından sürme gibi bir durum var. Tarımda zirai tarım ilacı kullanıldığı zaman bunu birebir işçiler maruz kalıyor. Sadece insansızlaştırma değil doğasızlaştırma da hedef alındığı için tarım alanlarına sanayi bölgeleri yapılması, madenlerin açılması gibi talanlar yaşanıyor. Köyden kente doğru başlayan süreç kentten kira doğru kirliliği geri tepiyor. Bu da büyük bir ölçeğin kirliliğe maruz kalmasına neden oluyor” ifadelerini kullandı. 
 
SERMAYENİN AĞLARI
 
Akademisyen Aslı Odman da emek ve ekoloji mücadelesinin birbirini nasıl etkilediğinden söz etti. Odman, şirketlerin yatırım ağlarıyla can yaktığı tüm alanlarda ortaklaşmaya ihtiyaç olduğunu aktardı. Sermayenin ahtapot gibi tüm alanlara sirayet ettiğini söyleyen Odman, “2013-2023 arasındaki Muğla iş cinayeti verilerini hazırladık. Ahtapot gibi 8-9 sektorde doğaya musallat olmuş binlerce işçi çalıştıran Akfen şirketinde çalışan metan gazından kaynaklı 7 işçi hayatını kaybetti. İşçiler ister madende çalışsın ister tarım ilaçlarına maruz kalsın meslek hastalığına yakalandığını kanıtlayamıyor. Buna karşı sermaye haritalarını çıkarmak gerekiyor. Devletin imkan sağladığı şirket yatırımlarının coğrafyasına nereden yükleneceğiz diye bakmamız gerekiyor. Doğanın aktığı yerleri takip ederek mücadele hattını oluşturabiliriz” diye belirtti. 
 
KAPSAMLI SALDIRI
 
Son olarak konuşan ekolojist Beyza Üstün ise sisteme karşı savunmadan çıkan bir noktaya gelinmesi gerektiğini vurguladı. “Artık sadece öz savunma yapmak istemiyoruz” diyen Üstün, “Sistem saldırılarını arttırdıkça birleşmek daha açık ihtiyaç oluyor. Kapitalist sistemin talan hızı arttıkça yaşamın yok oluşu daha da hızlanacak. Artık sistemin devamlılığı için değil yeni yaşamı kurmak için mücadele edeceğiz. Şirketler giderek yayılıyor ve her şeye el koyuyorlar. Bir havza bütünleşik olarak bir çok talana uğruyor. Havzalara konut projesi, baraj, madenlerle giriyorlar. Sistemi durduramazsak hiçbir şey kazanamıyoruz. Mahkemeler projelere iptal kararı veriyorsa bakanlık aynı yere aynı şirkete yeniden onay veriyor. O yüzden duran bir şey yok, sistem devam ediyor. Bu seçim bizim harekete geçeceğimiz temel bir uğrak. ama daha işimiz çok. Sistemi dönüştürecek çok işimiz var” diye konuştu. 
 
Panel soru-cevap bölümüyle son buldu. 
 
 

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.