en iyi rulet siteleri
Dîlok seçim çalışmalarında hız kesmiyor
  • Rojev
  • Güncel
  • Dîlok seçim çalışmalarında hız kesmiyor

Dîlok seçim çalışmalarında hız kesmiyor

Seçim çalışmalarının hız kesmediği Dîlok’ta Yeşil Sol Parti adayları esnaf ve dernek ziyaretleri yaparak, bildiri dağıttı. Ziyeretlerde seçimin önemine vurgu yapılarak, "Güle güle Erdoğan" mesajı verildi.

ABONE OL
Nisan 29, 2023 17:00
Dîlok seçim çalışmalarında hız kesmiyor
0

BEĞENDİM

ABONE OL

DÎLOK –  Seçim çalışmalarının hız kesmediği Dîlok’ta Yeşil Sol Parti adayları esnaf ve dernek ziyaretleri yaparak, bildiri dağıttı. Ziyeretlerde seçimin önemine vurgu yapılarak, “Güle güle Erdoğan” mesajı verildi.

Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti), Dîlok’ta seçim çalışmalarını hız kesmeden sürdürüyor. Yeşil Sol Parti Milletvekili adayları Dîlok’ta 4 bir koldan halk toplantısı, esnaf ziyareti, bildiri dağıtımı ve dernek ziyaretleri gerçekleştiriyor. Vekil adaylarından Murat Sarısaç, Sinem Erener ve Yılmaz Açan, ilk olarak Şehitkamil İlçesi’nde esnaf ziyareti gerçekleştirerek, bildiri dağıttı. Vekil adayları ekonomik anlamda zorluk yaşadıklarını aktaran esnafa, “Birlikte değiştireceğiz” diyerek, destek talep etti. Esnaf ziyareti sonrası Şehitkamil Sempt Pazarı’na giden heyet, burada güzel tepkilerle karşılaştı. Yine pazarcılarda yaşadıkları sıkıntıları adaylara aktararak, kendilerine destek vereceklerini söyledi.

Diğer yandan Yeşil Sol Parti Milletvekili adaylarından Ethem Ünal da beraberindeki heyetle Araban ilçesine bağlı birçok köyü ziyaret etti. Köylüler güllerle karşıladıkları heyete, şu ana kadar AKP’ye oy verdiklerini fakat artık vermeyeceklerini söyledi.

‘BEDEL VERMEYE DEVAM EDİYORUZ’

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Dîlok Eşbaşkanları ile Yeşil Sol Parti Milletvekili adayları Murat Sarısaç, Yılmaz Açan ve Musa Aydın Mardinliler Eğitim ve Dayanışma Vakfı’nı (MAREV) ziyaret ederek, destek istedi. Heyeti vakıf başkanı Abdulkerim Arslan ve birçok vakıf üyesi karşıladı. Burada konuşan Murat Sarısaç, AKP iktidarı döneminde Kürtler üzerinde yaşanan baskılara, tutuklamalara, katliamlara, Kürt gençleri üzerindeki özel savaş politikalarına değinerek, bunlara karşı Kürt siyasetçilerin, gazetecilerin, sanatçıların bedel verdiğini ve vermeye de devam ettiğini kaydetti. Mücadeleden vazgeçmediklerini söyleyen Sarısaç, “Bu kadar tutuklama AKP’de olsaydı, bir kişi kalmazdı. Çünkü onlar bir mücadeleye gönülden bağlı değil” diye konuştu. Amed merkezli gözaltıları ve tutuklamaları hatırlatan Sarısaç, “Erdoğan, ‘Kürt sorununu çözerim’ diyordu. Bu zihniyet eline oğlunun kemikleri kargo ile verilen anneyi tutukladılar” ifadelerini kullandı.

Sarısaç, vakıf üyelerinden birinin, “Yeşil Sol Parti neden cumhurbaşkanlığı seçimlerinde CHP’yi destekleme kararı aldı?” sorusuna ise, şu yanıtı verdi: “Biz Kürt sorununun çözümü ve ülkenin demokrasisi için gördüğümüz en ufak bir ışığın peşinden gideriz. Bizim aday çıkarmamız demek, AKP’nin, HÜDA-PAR’ın ve Jitemcilerin bizi yeniden katletmesi demek olurdu. Savaş hükümetinin karşısına aday olarak çıkmamız demek, ‘Buyurun kazananın, bizi katledin’ demek. Cumhurbaşkanlığında destek veriyoruz diye, her şeyi yapacak anlamına gelmiyor. Aynı şeyler olursa biz yine direneceğiz. Türkiye’ni yeni yüzyılını inşa etme noktasına kararlıyız.”

Esnaf ve dernek ziyaretleri sonrası Emek Partisi (EMEP) Genel Başkanı Ercüment Akdeniz, Yeşil Sol Parti Milletvekili adayları Murat Sarısaç ile Sevda Karaca Demir’in katılımıyla Şahinbey ilçesine bağlı Cengiz Topel Mahallesi’nde halk toplantısı gerçekleştirildi.

‘GÜLE GÜLE ERDOĞAN’

“Çocuklarımızın eli kalem tutsun diye yola çıktık” diyerek sözlerine başlayan Ercüment Akdeniz, kapitalist düzenin zenginleri daha zengin, yoksullar ise daha yoksul yaptığını söyleyerek, patronlar düzenine son verilmesi gerektiğini vurguladı. 8 bin 500 TL ile insanların ev geçindiremediğini belirten Akdeniz, “Antep’te sendika, sigorta, çalışma güvencesi, iş güvenliği yok. Çıplak bir işçi maaşı var. O da kölelik ücreti. Ben bu kadar çalışan, emek üreten ama bu kadar yoksul bir şehir daha görmedim. Ama patronları da o kadar zengin. İhracat rekoru kırıyorlar. Bunlar yiğidi soğana muhtaç ettiler. Ama yoksulun sırtından doyan doyana düzeni son bulacak. Çöpten ekmek toplayanları görüyoruz. O duruma getirdiler. Biz bu düzene mecbur muyuz? Birleşeceğiz, örgütleneceğiz, sendikalarımızı kuracağız. Biz sadece oy istemeye gelmedik. Bu düzeni göndereceğiz. ‘Sana güle güle Erdoğan’ diyeceğiz. Yerine işçiler, emekçiler, Kürtler, Türkler gelecek. Hep beraber yöneteceğiz. Emeğimizin hakkını söke söke alacağız” ifadelerini kullandı.

Akdeniz, son olarak, “Bir parti çıkmış Suriye düşmanlığı yapıyor. Bizim ittifakımız başka bir siyaset güdüyor. Yerlisiyle göçmeniyle tüm işçiler kardeştir, onları sömürenler karşımızdadır. Yarınlara inanın. Başaracağız. Güzel günleri hep beraber göreceğiz” diye konuştu.

‘UMUT İÇİN ÇALIŞIYORUZ’

Akdeniz’in ardından söz alan Sevda Karaca Demir, “Biz her salgında, krizde hep yükü üstlenenler olduk. Biz burada artık işçi sınıfının sırtından bu külfeti kaldırarak, bizim sırtımızdan milyarlar kaldıranların sırtına bu külfeti yüklemek için geldik. Bu kent güvencesizliğin, işsizliğin en yaygın olduğu kent. Bu kent okuyan kız çocuk oranının en düşük olduğu kent. Çocuklarımızın bizden daha kötü bir yaşam yaşamasını isteyenler tarafından yönetiliyoruz” diyerek, çocukların anne ve babalarından daha kötü bir hayat yaşamamaları, umutlu olmaları için çalıştıklarını söyledi. İşçilerin olduğu her yerde yana yana olacaklarını kaydeden Demir, “Çünkü bizim meclisimiz buralar. Meclis dediğimiz işçi sınıfının, halkın, ekmeğini kazandığı, güldüğü ağladığı her yerdir” diye konuştu

‘ÖLMEMEK İÇİN…’

AKP’nin 21 yıldır ülkeyi yönetmiyormuş gibi vaatlerde bulunduğuna dikkat çeken Demir, “Bu halka nasıl bir umut verdinizde, vaatlerde buluyorsunuz?” diye sordu. Demir, konuşmasını şu sözlerle sürdürdü: “Siz işçi sınıfını, buradaki emekçi halkı fabrikalarda, depremde, krizde sömürdünüz. Şimdi bizim oylarımızla Meclis’te sömürmeye devam mı edeceksiniz? Bizim vaatlerimiz onlarınki kadar parlak değil. Özgür demokratik bir yaşam vaadimiz var. 14 Mayıs’ta patronların ittifakı değil, işçilerin, emekçilerin, tüm ezilenlerin sesi yüksek çıksın ve bu ses aynı zamanda örgütlü mücadeleye dönüşsün. Sokakta ne kadar güçlü olursak 14 Mayıs’ta o kadar güçlü olacağız. Gelin ölmemek için, çocuklarımızın, gençlerin, kadınların umudu için önce 1 Mayıs, sonra 14 Mayıs ta yan yana gücümüzü gösterelim.”

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.