en iyi rulet siteleri
Amed Barosu Başkan Yardımcısı Özdemir: Savcı açıkça suç işliyor
  • Rojev
  • Güncel
  • Amed Barosu Başkan Yardımcısı Özdemir: Savcı açıkça suç işliyor

Amed Barosu Başkan Yardımcısı Özdemir: Savcı açıkça suç işliyor

Gözaltında tutulan 25 avukattan biri olan Resul Temur’un el konulan savunma dosyalarından birinin savcının kendi hazırladığı iddianame olmasına dikkat çeken Amed Barosu Başkan Yardımcısı Mehdi Özdemir, “Savcının hazırladığı dosyaya el koyması, bizlere keyfiyeti göstermekte, savcı açıkça suç işlemektedir” dedi.

ABONE OL
Nisan 26, 2023 09:00
Amed Barosu Başkan Yardımcısı Özdemir: Savcı açıkça suç işliyor
0

BEĞENDİM

ABONE OL
AMED – Gözaltında tutulan 25 avukattan biri olan Resul Temur’un el konulan savunma dosyalarından birinin savcının kendi hazırladığı iddianame olmasına dikkat çeken Amed Barosu Başkan Yardımcısı Mehdi Özdemir, “Savcının hazırladığı dosyaya el koyması, bizlere keyfiyeti göstermekte, savcı açıkça suç işlemektedir” dedi. 
 
Amed merkezli 21 ilde gazeteci, sanatçı, siyasetçi, hukukçu ve sivil toplum örgütü yöneticilerine yönelik dün yapılan ev ve işyeri baskınlarında gözaltına alınanların arasında bulunan tutuklu gazetecilerin avukatı Resul Temur’un odasındaki tüm materyallere ve savunma dosyalarına el konuldu. Temur’un bürosunda yapılan 5 saatlik arama sonrası savcı, tutuklu gazeteciler aleyhine kendisinin hazırlamış olduğu iddianameyi de suç delili olarak el koyması dikkati çekti. 
 
Amed Barosu Başkan Yardımcısı Mehdi Özdemir, bu durumun keyfi tutuma bir örnek olduğunu ifade etti. 
 
Mehdi Özdemir
 
‘SAVCI SUÇ İŞLEMEKTE’
 
Avukatların dava dosyaları ve savunma notlarına el koyulmasının mesleki faaliyetleri engelleme olduğunu hatırlatan Özdemir, “Avukatlık 58. Maddesi ve Ceza muhakemesi kanunun 130. Maddesi kapsamında, suç nitelendirmesine bağlı olarak, arama işleminin yapılabileceği, savcı ve baro temsilcisinin hazır olması gerekliliği belirtilmiştir. Meslektaşlarımıza ilişkin soruşturma kapsamında, takip ettikleri dava dosyasının suçlama konusu yapılarak, delil mahiyetinde el konulması, avukatlık mesleki faaliyetinin açıkça engellenmesidir. Kaldı ki el konulan dava dosyalarından birisinin iddianamesinin aramayı gerçekleştiren savcı tarafından hazırlanması ve el konulması, keyfiyeti bizlere göstermekte, açıkça savcı suç işlemektedir” dedi.
 
‘KEYFİYET VE HUKUK DIŞI OLAĞANLAŞTI’
 
Hukuk devleti ve yargıya duyulan güvenin her geçen gün zedelendiğini vurgulayan Özdemir, “Yargının bağımlı karakteri her gün yeni olaylarla karşımıza çıkıyor. Keyfiyet ve hukuk dışılık olağanlaştırılarak, temel haklar ihlal edilmektedir. Avukatlık kanunu ve ceza usul mevzuatı açık bir şekilde suç nitelendirmesine ve gerekçe oluşturacak delil kapsamında, yeterli şüphenin bulunması durumunda arama el koyma kararı verilebileceğini belirtmiş, üslü güvencelerle keyfi müdahalenin önüne geçme amaçlanmıştır. Ancak meslektaşlarımız açısından yargısal işlemlerin suç şüphesine dayanmadığı, keyfi arama işlemlerine maruz bırakılarak savunma dokümanlarına el konulduğu hukuksuz bir süreç yaşanmaktadır” diye belirtti. 
 
‘HAK SAVUNUCULARI HEDEFTE’
 
Hak savunucularına yönelik baskıların ciddi bir şekilde arttığını belirten Özdemir, şunları söyledi: “Sivil alanı kısıtlayan baskı rejiminden en çok etkilenen gruplar arasında yer alan hak savunucularına yönelik müdahalelerin olağanüstü bir biçimde sertleştiği ve yaygınlaştığı gözlenmektedir. Yasal ve meşru savunuculuk faaliyetleri nedeniyle şiddet, taciz, tehdit, müdahale gibi çok çeşitli hak ihlallerine maruz bırakılan hak savunucularını engellemek amaçlanmaktadır. Bu baskı rejimi, hak aramanın önünü kesmek, toplumu korkutmak ve sindirmek amacıyla hak savunucularını hedef haline getirmektedir.”
 
YARGI TEHDİDİ
 
Özdemir, sözlerini şöyle tamamladı: “Sivil alana yönelik uygulanan baskıcı politika ve pratikler, siyasal gelişmelerin etkisi altında dönem dönem daha sertleşmektedir. Son yıllarda ve özellikle seçim süreci içerisinde baskıların son derece yoğun, yaygın ve saldırgan bir hal aldığı farklı bir dönemin içinden geçmekteyiz. Bugün sivil alanda meşru talep ve görüşlerini dile getiren, bunlar için harekete geçerek örgütlenen, muhalif kimliği bulunan neredeyse herkes çeşitli engellemelerle karşılaşmaktadır. Sivil alandaki hareketliliği kısıtlamak amacıyla, yargı tehdidi ile sivil alanın baskı altına alınmaya çalışıldığı, süreç yaşanmaktadır. Yargısal işlemlerin niteliği ve uygulanma şekli, keyfi tehdit unsurunu barındırdığı kadar, muhalif kesimleri sindirmeyi amaçladığı görülmektedir.”
 

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.