en iyi rulet siteleri
Uluslararası İmralı Barış Delegasyonu: Çözüm Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü
  • Rojev
  • Güncel
  • Uluslararası İmralı Barış Delegasyonu: Çözüm Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü

Uluslararası İmralı Barış Delegasyonu: Çözüm Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü

Asrın Hukuk Bürosu’nu ziyaret ederek tecride dair bilgi alan Uluslararası İmralı Barış Delegasyonu üyeleri, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğüne kavuşmasıyla Kürt sorununun çözülebileceğine işaret etti.

ABONE OL
Mayıs 11, 2023 11:00
Uluslararası İmralı Barış Delegasyonu: Çözüm Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü
0

BEĞENDİM

ABONE OL
İSTANBUL – Asrın Hukuk Bürosu’nu ziyaret ederek tecride dair bilgi alan Uluslararası İmralı Barış Delegasyonu üyeleri, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğüne kavuşmasıyla Kürt sorununun çözülebileceğine işaret etti. 
 
İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde 24 yıldır ağırlaştırılmış tecrit altında tutulan ve 2 yılı aşkın bir süredir haber alınamayan PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik tecride karşı 3 farklı ülkeden 3 kişilik, Uluslararası İmralı Barış Delegasyonu Türkiye’ye geldi. Delegasyonda, Sosyoloji ve Antropoloji Proförörü Denis O’Hearn, Avrupa Konseyi Sol Grup Başkan Yardımcısı ile Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi temsilcisi ve İzleme Komitesi üyesi Laura Castel, İzlanda Eski Adalet ve İç İşleri Bakanı Ögmundur Jonasson yer aldı. Heyet, 11-12 Mayıs tarihleri arasında İstanbul’da siyasetçiler, sivil toplum ve hukuk örgütleriyle görüşmeler gerçekleştirerek, bir dizi temaslarda bulunacak. Heyet ilk ziyaretini Abdullah Öcalan’ın avukatlarının bulunduğu Asrın Hukuk Bürosu’na gerçekleştirdi. 
 
Heyet, avukatlar Raziye Öztürk, Emran Emekçi, İbrahim Bilmez ve Rezan Sarıca tarafından karşılandı. 
 
‘HUKUK RAFA KALDIRILDI’
 
Görüşmede ilk olarak konuşan avukat İbrahim Bilmez, “Sayın Abdullah Öcalan sıradan biri değil” diyerek, sözlerine başladı. Daha sonra İmralı tecridine değinen Bilmez, “Bu durum halkı ilgilendiriyor. Dünyada eşi benzeri bulunmayan bir tecritte bulunuyor. Türkiye’de hukuk çoktan rafa kaldırıldı. Söz konusu Kürtler, Abdullah Öcalan ve muhalifler olunca hukuk rafa kaldırılıyor” dedi. 
 
16 MİLYON İMZA AK’YE SUNULDU 
 
Müvekkilleriyle görüşmelerin engellenmesinin yanı sıra Abdullah Öcalan’a yönelik gayrihukuki uygulamaların darbe girişimi olarak nitelendirilen 15 Temmuz 2016 tarihinden sonra tüm Türkiye’ye yayıldığını belirten Bilmez, İmralı Adası’ndaki uygulamaların hukuka dayanmadığını ve tamamen keyfi yöntemlerle uygulandığını söyledi. Kürt halkının Abdullah Öcalan’ı “lider” olarak gördüğünü dile getiren Bilmez, “Yıllar önce en zor şartlar altında imza kampanyası düzenlendi. Yakalama ve hapis ceza tehditlerine rağmen ‘Abdullah Öcalan irademizdir’ diyen 6 milyon ve daha sonra 10 milyon kişi imza verdi. Bu imzalar Avrupa Konseyi’ne sunuldu” ifadelerini kullandı.
 
Delegasyon üyeleri ise, bu imzaların akıbetini sorarak, örneklerinin kendilerine verilmesini istedi. Delegasyon üyeleri, ayrıca bu imzaların akıbetini de soracağını avukatlara iletti. 
 
SPEKÜLASYONLARA DİKKAT ÇEKTİ
 
Abdullah Öcalan’ın Türkiye için bir şans olduğunun altını çizen Bilmez, şöyle dedi: “Çünkü Türkiye’deki sorunların barışçıl yollarla çözülmesinden yana. En makul çözüm önerilerini yapan insan. Dolayısıyla tecrit uygulanınca Kürt sorununa da tecrit uygulanmış oluyor. İkisini birbirinden ayırmak güç. Hal böyle iken siyasetçiler bizim müvekkilimiz hakkında spekülasyona başvuruyor. Abdullah Öcalan’dan 25 aydır haber alamıyoruz. En son kardeşi ile 25 Mart 2021’de yaptığı telefon görüşmesinde avukatları ile görüşmek istediğini iletmişti. Bu telefon görüşmesi de yarım kalmıştı. Bu tarihten itibaren kendisinden bir haber alamadık. Bu yüzden bu siyasetçilerin yaptığı tartışmaları etik dışı buluyoruz.”
 
TÜRKİYE’YE NASIL YAYILDI?
 
Görüşmede, delegasyon üyeleri Abdullah Öcalan’a uygulanan tecridin Türkiye’ye ne şekilde yayıldığını sordu. Bunun üzerine Bilmez, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) 18 Mart 2014’te Abdullah Öcalan’ın “ömür boyu cezaevinde” kalmasına dair verilen hapis cezasını ihlal olarak görmesine değindi. Bilmez, ayrıca AİHM’in Abdullah Öcalan’a dair verdiği “adil yargılama” hakkına dair kararların da uygulamadığını ve bu durumun daha sonra siyasetçi Selahattin Demirtaş ile iş insanı Osman Kavala davalarında da görüldüğünü söyledi. “Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının” ilk olarak Abdullah Öcalan için getirildiğini ve ilk olarak uygulandığını belirten Bilmez, bu cezanın daha sonra birçok kişi hakkında uygulandığını söyledi. 
 
‘AHLAK DIŞI SİYASET’
 
Avukat Sarıca da, Abdullah Öcalan’a yönelik uygulamaların, Olağanüstü Hal (OHAL) ile birlikte toplumun her alanında uygulamaya konulduğunu dile getirdi. Avukat ve aile görüşlerine getirilen yasaklara ve disiplin cezalarına değinen Sarıca, Türkiye’nin son 8 yıldır bir çatışma “tüneline” girdiğini ifade etti. Bu süre zarfında da Kürt halkı, Kürt siyasetçi ve temsilcilerinin kriminalize edildiğini belirten Sarıca, “Bu gün seçim arifesinde İmralı’da işkence koşulları var. Bunun üstü örtülüyor. Bu seçimde Kürtler Kemal Kılıçdaroğlu’nu destekleyeceğine karar verdi. Bu yüzden seçim kampanyası olmayan hükümet, Abdullah Öcalan’ın muhalefet ile anlaştığı üzerinden kampanya sürdürüyor. Muhalefet de, hükümetin İmralı’da Abdullah Öcalan ile görüştüğünü söyledi. Hükümet, ‘Muhalefet seçilirse Öcalan serbest bırakılır’ diyor. Muhalefet de ‘Asıl siz Abdullah Öcalan ile görüşüyorsunuz’ diyor. Ahlak dışı bir siyaset yürütüyorlar. Toplumu yönetmeye aday kesimler, insan hakları ve hukuk ile ilgili hiçbir şey söylemeden böyle bir siyaset yürütüyor” diyerek, tepki gösterdi. 
 
AB’YE ÜYELİK SÜRECİ 
 
Bunun üzerine Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne (AB) girme uğraşlarına değinen Delegasyon üyeleri, bu uğraşların devam etmesi durumunda AB’den Abdullah Öcalan’a dair AİHM kararlarının uygulama şartının getirilip getirilmemesi gerektiğini sordu. Avukatlar, bu kararların hiçbir şarta bağlanmadan uygulanması gerektiğini ve Kürt sorununun çözülmeden de Türkiye’nin AB’ye girmesinin mümkün olmadığını ifade etti. Avukatlar ayrıca, Türkiye’nin AB sürecinin de Abdullah Öcalan’ın aldığı ateşkes sonucu yaşanan çatışmasızlık dönemde geliştiğini ekledi. 
 
‘AB VE TÜRKİYE TECRİTTE ORTAK’
 
Avukat Sarıca, Türkiye’nin AB’ye tepki olarak tecridi ağırlaştırmadığını ve hukuksuzları sürdürmediğini belirterek, AB ile Türkiye’nin İmralı rejimi konusunda aynı yerde durduğunu ve ortak hareket ettiğini söyledi. Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesi’nin (CPT) İmralı Cezaevi’ne yönelik yaklaşımına değinen Sarıca, CPT’nin tecride dair tavrının 25 yıldır aynı olduğuna dikkat çekti.
 
 BM SÜRECİ DEVAM EDİYOR
 
Daha sonra konuşan avukatlardan Raziye Öztürk, Asrın Hukuk Bürosu adına Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Komitesi’ne (İHK) ve Acil Eylem Komitesi’ne yaptığı başvurulara değindi. İHK’nin Abdullah Öcalan’a yönelik tecride son verilmesi, avukatlarıyla görüştürülmesine dair karar verdiğini ve kararı iki kez tekrarladığını dile getiren Öztürk, Türkiye’nin buna dair henüz olumlu bir yanıt vermediğini paylaştı. Türkiye’nin yanıtı sonrasında kendilerinin de görüş bildireceğini ardından ise BM’nin esas hakkında karar vereceğini belirten Öztürk, Türkiye’nin normal şartlarda Mart ayında BM’ye yanıt vermesi gerektiğini ancak şu ana kadar verip vermediğine dair bilgilerinin olmadığını da sözlerine ekledi. 
 
AB’nin rolüne de değinen Öztürk, AB’nin Türkiye’ye baskı uygulama hakkını tam olarak kullanmadığını ve bunun nedeninin de aralarındaki çıkar ilişkisi olduğunu vurguladı. 
 
DELEGASYON MUHALEFETİ SORDU
 
Delegasyon üyesi Denis O’Hearn, iktidarın AB’ye katılma gibi bir uğraşının olmadığını ancak 14 Mayıs seçimlerinde muhalefetin seçilmesi halinde AB’ye katılma girişmelerinin yoğunlaşıp yoğunlaşmayacağını sordu. Avukatlar, muhalefetin bu yönde uğraşları olduğunu ve AB’ye girmeyi önlerine koyduğunu, bu doğrultuda programlar hazırladığını dile getirdi. 
 
‘TÜRKİYE KÜRTLERDEN KORKUYOR’
 
Delegasyon üyesi Ögmundur Jonasson, Amed’e daha önce yaptığı ziyarette değindi. Ziyarette bir gencin “Bizi merak etmeyin biz savaşırız. Siz kendi çıkarlarını ve isimlerini düşünen AB ile uğraşın” dediğini belirten Jonasson, “Türkiye, NATO’da olduğu sürece AB uygulamalarından veya başka bir uygulamadan korkmaz. Ancak Türkiye Kürtlerden korkuyor. Biz de bunun çok iyi farkındayız. Bu nedenle sizlerin ve Kürtlerin yanındayız” dedi. 
 
‘ÇÖZÜM ABDULLAH ÖCALAN’IN FİZİKİ ÖZGÜRLÜĞÜ’
 
Delegasyon üyesi Laura Castel ise, Kürt sorunun çözümünün Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğüne kavuşması ve ardından ise sorunun çözümüne dair yapılacak görüşmelerle sağlanabileceğini söyledi. Bunun üzerine avukatlar da Abdullah Öcalan’ın serbest bırakılması ve Kürt sorunun çözülmesi durumda Ortadoğu ve dünyada birçok sorunun da çözüme doğru evirilebileceğini belirtti. 
 
‘DİRENME GEREKÇESİ’
 
Son olarak konuşan avukat Emran Emekçi, Abdullah Öcalan’ın demokratik çözümden yana olduğunu ve konumunu bu şekilde tabir ettiğini dile getirdi. Abdullah Öcalan’ın her zaman bu rolünü yerine getirmeye hazır olduğunu söyleyen Emekçi, “Abdullah Öcalan, yaşama ve direnme gerekçesini buna bağlıyor” diye belirtti. 
 
Avukatlar, daha sonra İmralı’da 2022 yılında yaşanan ihlallere dair raporu delegasyon üyelerine verdi. 
 
 
 
 
 

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.