Close Menu
    What's Hot

    Mamoste Kadri’nin anmasında tutuklamalara tepki: Mücadelemiz daha da büyüyecek

    Ekim 29, 2022

    Mimarlar Odası: Merkez Bankası çalışanları baskı altında

    Ocak 31, 2023

    Adalet Nöbeti’ne saldırıya karşı yürüyüşlü protesto

    Haziran 23, 2022
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Trending
    • ‘Musa Anter Barış ve Dostluk Futbol Turnuvası’ sonlandı
    • ‘Demokratik Ortadoğu için-Barışa Giden Yol’ çalıştayı ikinci gününde
    • İsviçre Kadın Grevi’nden Abdullah Öcalan çağrısı
    • Ankara’da İsveç’in NATO üyeliğine yönelik ilk toplantı
    • Qamişlo-Tirbespiyê’ye bombardıman: 4 yaralı
    • Sağlık çalışanlarından hastane önünde mobbing protestosu
    • Miraç Miroğlu davasında baronun katılma talebine ret
    • Beraat kararı bozulan HDP’lilerin duruşması görüldü
    Facebook X (Twitter) Instagram
    RojevRojev
    • Güncel
    • Kadın
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Ekoloji
    • Gençlik
    • Foto Galeri
    • Doğa
    • Spor
    RojevRojev
    Home»Güncel»ÖHD’li Düşünmez: Gever’de sivillerin hakları yok sayıldı
    Güncel

    ÖHD’li Düşünmez: Gever’de sivillerin hakları yok sayıldı

    By Mart 13, 2023Yorum yapılmamış4 Mins Read
    Share Facebook Twitter Pinterest Copy Link LinkedIn Tumblr Email VKontakte Telegram
    Share
    Facebook Twitter Pinterest Email Copy Link
    COLEMÊRG – Gever’de üzerinden 7 yıl geçen sokağa çıkma yasaklarında katledilen ve evleri yakılan sivillerin haklarının yok sayıldığını belirten ÖHD Colemêrg Şubesi Eşbaşkan Onur Düşünmez, “Yaşananlardan herhangi bir yetkili veya kolluk görevlisi hiçbir şekilde sorumlu tutulmadı” dedi.
     
    Colemêrg’in Gever (Yüksekova) ilçesinde 13 Mart-30 Mayıs Ekim 2016 tarihleri arasında ilan edilen 79 günlük sokağa çıkma yasağının üzerinden 7 yıl geçti. Colemêrg’in en büyük ilçesi olan Gever, tarihi boyunca en uzun yasak ve kapsamlı yıkımı yaşadı. Sokağa çıkma yasakları sırasında ilçede 90’ı aşkın kişi yaşamını yitirdi. 5 binin üzerinde ev ve iş yeri tamamen kullanılmaz hale getirilirken, on binlerce insan ise Wan, Colemêrg ve metropol kentlerine göç ettirildi. Yasağın kaldırılmasının ardından göç edenlerin büyük bir bölümü ilçeye dönüş yaparken, yıkım sürecinde evleri yıkılan halk, TOKİ’lerde yaşam sürdürmeye zorlandı.
     
    Uygulanan sokağa çıkma yasaklarının sonlandırılmasının ardından Colemêrg’te hemen hemen her gün keyfi gerekçelerle gözaltı ve tutuklamalar yapıldı. Çoğu gizli ve açık tanıkların verdiği ifadeler üzerine neredeyse her aileden bir kişi ya gözaltına alındı ya da tutuklandı. Açık tanıkların gördükleri işkenceler sonrası “teşhis” işlemi ve ifade verdiğini belirtmesi de yüzlerce gencin tutuklanmasına engel olamadı. O süreçte tutuklanmayanlar binlerce kişi hakkında ise “örgüt propagandası yapmak”, “örgüte üye olmak” ve “örgüte yardım etmek” iddiasıyla davalar açıldı. 
     
     Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) Colemêrg Şubesi Eşbaşkanı Onur Düşünmez Gever’de yaşanan hak ihlallerinin hukuki boyutuna ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
     
     ‘KENTİ TERK ETMEYENLER DEVLET ELİYLE KATLEDİLDİ’
     
    Güvenlik kaygılarının yanı sıra halka hizmet götürülmemesinden kaynaklı birçok il ve ilçe de kent meclisleri tarafından özyönetim ilan edildiğini ifade eden ÖHD Eşbaşkan Onur Düşünmez, kolluk güçlerinin baskılarına karşılık “sivil itaatsizlik” eylemleri başlatıldığını vurguladı. Düşünmez, “Sivil itaatsizlik eylemleri sonucunda devletin, sivil halka gözdağı vermek üzere Anayasa ve ilgili yasalara uygun olmayacak şekilde çeşitli tarihlerde aralarında Gever’in de olduğu birçok il ve ilçede sokağa çıkma yasakları ilan edildi. Sokağa çıkma yasakları ilanından önce kent sakinlerine iki seçenek dayatıldı ya şehri terk edeceklerdi ya da her türlü ihmaline maruz kalacaklardı. Kentleri terk etmeyenler devlet eliyle katledildi. Bu katliamlarla ilgili uygulanması gereken Minnesota Protokolü hiçbir şekilde devreye konulmadı. Bu protokol uygulanmadığı gibi devlet erki herhangi bir şekilde geri adım atmadı. Adeta meydan okurcasına bu kentlerde yaşanan hak ihlallerine karşı cezasızlık politikası devreye sokuldu” dedi.
     
    ‘HABER İÇİN İNSANLARIN YAŞAM ALANLARI BOMBALANDI’
     
    Sokağa çıkma yasakları esnasında devletin sivillere yönelik yaptığı hamleler devletin ajan işbirlikçileri tarafından etraflıca anlatıldığını ifade eden Düşünmez, bir haber muhabirinin de hazır bulunduğu esnada bütün ülkenin gözü önünde bir evin havaya uçurulduğunu ve sırf haber değeri olsun diye insanların yaşam alanları tahrip edildiğine dikkat çekti. Düşünmez, “Bütün bu yaşananlara rağmen herhangi bir yetkili veya kolluk görevlisi hiçbir şekilde sorumlu tutulmadı. Çünkü canları yakılanlar ve evleri yıkılanlar Kürt’tü. Ayrıca AİHM’nin Ürdün Kararı’nda vurguladığı temel çerçeve olan ‘soruşturma makamları re’sen harekete geçmeli, bağımsız soruşturmacı olmalı, olayla ilgili tüm belge, bilgi ve raporlar usulüne uygun toplanmalı, makul bir hızla soruşturma ilerlemeli, bu süreç soruşturma ve kovuşturma süreci olarak kamusal denetime açık olmalı’ ilkeleri de cezasızlık politikaları nedeniyle uygulanmadı” dedi.
     
    ‘UYDURUK GEREKÇELERLE MÜEBBET CEZALAR VERİLDİ’
     
    Sokağa çıkma yasakları kaldırıldıktan sonra yaşam hakkı ihlaliyle ilgili tam cezasızlık hali uygulandığını vurgulayan Düşünmez, kent merkezinde yaşayan insanlar uyduruk gerekçelerle müebbet hapis cezalarına çarptırıldığını belirtti. Düşünmez, “Sosyal devletin gereği olan kusursuz sorumluluk gereği hakların tazmini sağlanmadı. Evleri ve iş yerleri talan edilenlere dayatmayla TOKİ konutları verilmeye çalışıldı. Bunu kabul etmeyenlerin yaptığı başvurular mahkeme ve valilikçe sürüncemede bırakıldı. Bütün bunlar yaşandıktan sonra yapılan yerel seçimlerde halkın iradesi tanınmayarak şehirlere kayyımlar atandı ve bu durum yerel yönetimlerin halkla bağını adeta ortadan kaldırdı” ifadelerini kullandı.
     
    ‘İNSANLIĞA KARŞI SUÇLARDA ZAMANAŞIMI OLMAZ’
     
    Devlet güçleri tarafından “kalkışma” olarak nitelendirilen olaydan sonra suçların tamamen dönemin FETÖ’cü komutanlara atılarak olayların üstünün örtüldüğünü dile getiren Düşünmez, “Ancak bilinmelidir ki, insanlığa karşı suçlar hiçbir suretle zaman aşımına uğramamaktadır. Yine bilinmelidir ki özyönetim ilanı ve açıklamaları da tamamen ifade özgürlüğü çerçevesinde bir haktır. Buna rağmen özyönetim direnişleri sırasında Kürt halkına karşı devlet eliyle sistematik olarak gerçekleştirilen baskı, inkar, zulüm ve işkenceleri kabul etmediğimizi belirtiyoruz. Kürt halkına yönelik bu politikaların hukuki ve siyasi zeminde çözümlenmesi için ÖHD olarak mücadele verdik ve mücadelemize devam edeceğiz” şeklinde konuştu.
     
     
    Share. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Email Telegram Copy Link

    Related Posts

    Güncel

    ‘Musa Anter Barış ve Dostluk Futbol Turnuvası’ sonlandı

    Haziran 14, 2023
    Güncel

    Ankara’da İsveç’in NATO üyeliğine yönelik ilk toplantı

    Haziran 14, 2023
    Güncel

    Qamişlo-Tirbespiyê’ye bombardıman: 4 yaralı

    Haziran 14, 2023
    Güncel

    Miraç Miroğlu davasında baronun katılma talebine ret

    Haziran 14, 2023
    Güncel

    Beraat kararı bozulan HDP’lilerin duruşması görüldü

    Haziran 14, 2023
    Güncel

    Sanatçı İlyas Arzu’ya 6 yıl 3 ay hapis

    Haziran 14, 2023
    Add A Comment

    Comments are closed.

    Editors Picks

    ‘Musa Anter Barış ve Dostluk Futbol Turnuvası’ sonlandı

    Haziran 14, 2023

    ‘Demokratik Ortadoğu için-Barışa Giden Yol’ çalıştayı ikinci gününde

    Haziran 14, 2023

    İsviçre Kadın Grevi’nden Abdullah Öcalan çağrısı

    Haziran 14, 2023

    Ankara’da İsveç’in NATO üyeliğine yönelik ilk toplantı

    Haziran 14, 2023
    Son

    News

    • Science

    Subscribe to Updates

    Get the latest creative news from FooBar about art, design and business.

    • Privacy Policy
    • Terms
    • Accessibility

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.