ŞIRNAK – Dil, kültür ve sanatın önemine değinen Birca Belek Dil ve Kültür Derneği Eşbaşkanları Cahit Akıl ve Fatma Tunç Gizleyici, “Kürt dili ve kültürü dünya dillerinin ve kültürünün prototipidir” dedi.
Şırnak’ın Cizre ilçesinde faaliyet yürüten Birca Belek Dil ve Kültür Derneği, geçtiğimiz günlerde 1’inci Olağanüstü Kongresi’ni gerçekleştirerek yeni yönetimini belirledi. Kürt dili, kültürü ve sanatı alanında çalışmalar yürüten dernek, açtığı kurslarla Cizreli yurttaşlara hizmet sunuyor.
‘TOPLUMUN TEMELİ DİLİ VE KÜLTÜRÜDÜR’
Derneğin çalışmaları hakkında bilgi veren Birca Belek Dil ve Kültür Derneği Eşbaşkanı Cahit Akıl, kültür ve dilin bir toplumun gerçekliğini yansıttığını söyledi. Bir toplumun gerçekliğini dili ile inşa ettiğini kaydeden Akıl, “Bir toplumdan bahsettiğimizde onu tanımak istediğimizde ilk olarak onun kültürüne ve diline bakmamız gerekiyor. Bunun için toplumun temeli dil ve kültürdür. Kürt dili ve kültürü dünya dillerinin ve kültürünün prototipidir. Bütün dillerin anası Kürt dilidir. Bütün Aryen dillerine baktığımız zaman temeli Kürt dile ile bağlantılıdır. Bu da Kürt halkının dilinin ve kültürünün zenginliğini ve tarihini ortaya koyuyor” dedi.
DİLİN TOPLUM İÇİN ÖNEMİ
Dil, kültür ve sanatın bir toplum için önemini anlatan Akıl, “Kürt dili ve kültürü toplumun gerçeğini hatırlatır ve yarınlara taşır. Kültür ve dil için çalışan ve bu uğurda bedel ödeyen Celadet Ali Bedirxan gibi önemli şahsiyetler var. Bu dilin ayakta kalması için birçok kişi hayatını feda etti. Sanat, dil ve kültür doğrultusunda şekillenir. Örneğin yönetmen Halil Dağ, Beritan filminde sanatsal bir şekilde Beritan’ın kahramanlığını işlemiştir. Onun onurlu duruşunu dili ile sanatsal bir şekilde göstermiştir. Aynı şekilde Kürt halkına düşmanlık yapanları da sanatıyla gözler önüne sermiştir” diyerek dil ve sanatın önemini vurguladı.
‘KÜRT DİLİ ASİMİLASYONA KARŞI DİRENİYOR’
Egemenler tarafından yürütülen asimilasyon politikalarına değinen Akıl, 100 yıldır Kürt dili ve kültürü üzerinde asimilasyon politikasının sürdürüldüğünü ifade etti. Asimilasyonun yok etmek anlamına geldiğini vurgulayan Akıl, “Asimile edilen şey ortadan kalkar. Gerçekliği ortadan kaldırıyor. Halkımıza yönelik sürdürülen asimilasyonun amacı da halkın kimliğinin yok edilmesi üzerinedir. Asimile edilen toplumlar, kendi kimliğini ve gerçekliğini yitirerek kendisini asimile edenlere benzeşiyor. Asimilasyon uluslararası bir suçtur ve asimilasyon yapanlar da insanlığa karşı bir suç işliyorlar. Kültür ve dil evrensel bir haktır. Bir toplumun dilini ve kültürünü yok etmeye kimsenin hakkı yoktur. Fakat halkımız geçtiğimiz 100 yıl içerisinde çok zorluklarla karşı karşıya bırakılmıştır. Halkımız kendi yaşadıkları yerlerden sürgün edilerek Türkiye metropollerine göç ettirildi. Tüm bunların asıl hedefi halkımızın kendi toprağından, dilinden ve kültüründen uzaklaştırılarak yok edilmesi içindi. Kürt halkı da bu asimilasyona karşı büyük bir direniş gösteriyor. Diline ve kültürüne sahip çıkmak için mücadelesinin sürdürüyor. Bu doğrultuda olumlu sonuçlar ortaya çıktı, fakat asimilasyon politikaları da şekillenerek devam ediyor” diye konuştu.
‘KÜRT DİLİNİN TARİHİ İNKAR EDİLİYOR’
Kürt halkının dilinin, kültürünün ve sanatının tarihine değinen Akıl, “Fakat tekçi egemen devletlerin iktidarları, Kürt dilini ve kültürünü yok etmek için saldırılar başlattılar. Kürt dili ve kültürünün tarihi inkâr ediliyor. Bu inkâr Kürt dili ve kültürünün gerçekliğini yok edemez. Hakikat her zaman kendini ortaya çıkarıyor. Diline kültürüne sahip çıkmak hakikate sahip çıkmaktır. Kimliğine ve değerlerine sahip çıkmaktır” ifadelerini kullandı.
DİL VE ENSTRÜMAN KURSLARI AÇILDI
Birca Belek Dil ve Kültür Derneği Eşbaşkanı Fatma Tunç Gizleyici de, kendi kültürüne ve diline sahip çıkmanın önemine değinerek, “Kendi dilimize, kültürümüze ve sanatımıza sahip çıkmak için bu derneğimizde çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Dil ve kültürün halk için öneminin farkında olarak çalışmalar yürüteceğiz. Yeni kongremizi yaptık. İlk olarak burada ana dilimiz olan Kürtçe için eğitim kursları başlattık. Asta yekemîn, asta duyemîn, asta sêyemîn ve asta mamostetî kademelerinde eğitim kursları vereceğiz. Bunun yanında tembur, bağlama, erbane enstrümanlarının eğitimi için kurs açtık. Hem dil hem de enstrüman eğitimi almak isteyenlere eğitimler vereceğiz. Yine kültürümüzün önemli bir değeri olan dengbêj geleneğini sürdüreceğiz. Eskiden insanlar geceleri birbiri ile vakit geçirmek için birbirlerini ziyaret ederek ‘Şevbûhêrk’ dediğimiz geceler yapardı. Bizler de Cizre’deki bütün mahallelerde halkın evine giderek Şevbûhêrk’ler yapacağız. Gecelerimizde dengbêjler klamlarını seslendirecek. Halkımız ile sohbetler yapacağız ve kendi kültürümüzü hem yaşayacağız hem de yaşatacağız” diye belirtti.
MA / Ömer Akın