News
RIHA – Pirsûs ilçesinde işkenceyle gözaltına alınıp tutuklanan Adle ve Mehmet Samur çiftinin kızı Mizgin Samur, gözaltı sırasında annesinin oklava ve soba şişi ile dövüldüğünü, bağırmasın diye ağzının bağlandığını söyledi.
Riha’nın Pirsus (Suruç) ilçesinin Mishecerk (Gönen) Mahallesi’ne bağlı Karacurun mezrasında, 24 Şubat sabahı PKK’li olduğu iddia edilen Sıtkı Kurtoğlu (Xebat Xelat) ile askerler arasında çatışma yaşandı. Yaşanan çatışmanın ardından 2 Mart Perşembe günü mezrada 5 kişi gözaltına alındı. Gözaltı sırasında Reşat Yıldız (50), Mehmet Samur (61) ile eşi Adle Samur’un (60) işkenceye maruz kaldı. Gözaltı işleminin ardından “örgüt üyesi olmak” iddiasıyla Adle Samur tutuklanarak Urfa 2 Nolu T Tipi Cezaevine, eşi Mehmet Samur ise Urfa 1 Nolu T Tipi Cezaevi’ne gönderildi. Samur çiftine yönelik işkence ve kötü muamele, cezaevinde de çıplak arama dayatılarak devam etti.
Samur çiftinin çocukları Mizgin Samur ve Faruk Samur anne ve babalarının uğramış olduğu işkenceyi anlattı.
‘SİLAH DOĞRULTULAR’
2 Mart Perşembe sabahı saat 05:00’te polis ve askerlerce evlerine baskın yapıldığını belirten Mizgin Samur, polis ve askerlerin silah namlusunu kendilerine doğru tutuğunu aktardı. Gözaltı sırasında annesinin ağır işkencelere maruz kaldığını sözlerine ekleyen Samur, gözaltı sürecini şöyle anlattı: “Kapıyı açtığımda beni iterek yere yatmamı söylediler. Daha sonra annem de yanıma geldi. İkimize doğru silah tutular. Dama çıkmak istediler. Sırtıma silah dayayarak beni de yanlarında dama götürdüler. Evde ben, annem ve anneannem vardı. Sürekli bize bağırıyorlardı. Babamı soruyorlardı” dedi.
ODADA İŞKENCE
Polislerin kamerayı açıp “arama yetkimiz var” diyerek, kendilerine bir kağıt okuttuklarını ardından kamerayı kapatıp evi talan etmeye başladıklarını ifade etti. Samur, “Evdeki bazı eşyaları kırdılar, hakaretler ettiler. Daha sonra annemi alıp odaya götürdüler, kapıyı kapattılar. Anneme vuruyorlardı, annemin çığlıklarını duyuyordum. Ben de köy muhtarına seslendim anneme vuruyorlar diye, ancak muhtar bakmadı bile. Biran annemin sesi kesildi, çok korktum. Annemi oklava ve soba şişiyle dövmüşler. Omuz, ayak ve kollarına vurmuşlar.”
SESİ DUYULMASIN DİYE AĞZINI BAĞLADILAR
Gözaltı sırasında anne ve babasının ölümle tehdit edildiğini vurgulayan Samur, “Babam o sırada evde değildi, tarladaydı. Babamı götürürlerken gördüm. Ayağında ayakkabı yoktu, gömleği yırtılmıştı, elleri arkadan kelepçelenmişti. Üstü başı toz içindeydi, yerde sürükledikleri çok beliydi. 20’ye yakın araba köye gelmişti. Savcı, bomba ekibi uzmanı ve olay yeri inceleme vardı. Beni evden çıkarıp odama olay yeri inceleme ekibi soktular, evde ben ve annemi ölümle tehdit ettiler, ‘sizi öldürürüz’ dediler. Sonrasında annem söyledi, bezle annemin ağzını kapatıp işkence yapmışlar. Aynı şekilde babamı da incir ağacının altına götürüp kafasına silah dayayıp ‘seni öldürürüz’ demişler” şeklinde belirtti.
POLİS TACİZİ: MESAJ ATARAK AJANLIK DAYATILIYOR
TEM şube de görevli ismi Eren olan bir polisin kendisine ajanlık teklif ettiğine de değinen Samur, sürekli kendisine mesajlar atılarak rahatsız edildiğini söyledi. Kendisine para teklifi yaptıklarını da belirten Samur, “Ajanları olmam için biz sana yardımcı oluruz dediler. Bundan bir iki gün öncede tekrardan mesaj attılar. Ben de bir daha aramamalarını ve numaramı değiştireceğimi söyledim. Bunun üzerine ‘biz seni buluruz’ dediler. Ev baskınında telefon ve bilgisayarımı almışlardı. Telefonumdan elde ettiklerini belirttikleri ancak bana ait olmayan bazı belgeler gösterdiler, ‘iyiliğin için bunları sileceğiz ama iyi niyet göstermezsen seni tutuklarız’ dediler. Ajanları olmam için para teklifinde de bulundular. Bana ‘Sana burs bağlarız’ dediler” şeklinde konuştu.
ÇIPLAK ARAMA
Faruk Samur da, anne ve babasının cezaevinde çıplak aramaya maruz kaldığına dikkat çekerek, “Annem çıplak aramayı kabul etmemesine rağmen, zorla elbiselerinin çıkarıldığını söyledi. Annem sürekli hakaretlere maruz kalmış, onu adlilerin koğuşuna götürmek istemişler, ancak annem kabul etmemiş. Omuz ve kollarında halen işkencenin izleri var. Aynı şekilde babama da çıplak arama dayatmışlar, o da kabul etmemiş, elbiselerini zorla çıkarmışlar. Babamı adlilerin koğuşuna götürmek istemişler, kabul etmeyince tek kişilik hücrede bir gün tutup, ondan sonra siyasilerin olduğu koğuşa götürmüşler. Babam da sürekli sözlü hakaretlere maruz kalmış, belinin çok ağrıdığını söyledi. İşkence izleri hala duruyordu” dedi.
KÖYDEN ÇIKARILMAK İSTENİYORLAR
Samur, geri kalan aile bireylerinin de köyden baskı sonucu çıkarılmak istendiğine dikkat çekerek, “Köyde sürekli dronlar uçuyordu, köylü üzerinde baskı kurmuşlardı. Şuanda yoklar ama tekrar gelebilirler. Amaçları bizi köyümüzden, uzaklaştırmak ama biz toprağımızı asla bırakmayacağız, kendi toprağımızda öleceğiz” diye belirtti.
MA / Mahmut Altıntaş
