ANKARA – AKP iktidarının seçim sürecindeki din istismarına dikkat çeken Yeşil Sol Parti Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, halklara ödetilen bedelin din istismarı üzerinden kapatılmaya çalışıldığını söyledi.
AKP iktidarının her seçimde sık sık başvurduğu din istismarı, 14 Mayıs seçimleri sürecinde de devam ediyor. Geçmiş dönemlerde Kur’an ile sahneye çıkan Erdoğan’ın, seçim sürecinde “Allahtan emir alıyoruz. Dini, bayrağı, ezanı olmayanlar Bay Kemal’i destekliyor” ve “Zannettiler ki Cumhurbaşkanı Tarabya’dadır. Bilmiyorlardı ki o mağaranın önünü örümcek ağları örer, göremezsin ve göremediler” açıklamalarıyla gündeme geldi.
Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, iktidarın din istismarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
‘AÇIKLARINI DİN İSTİSMARIYLA KAPATMAYA ÇALIŞIYOR’
AKP iktidarının, insan hakları, ekonomi tarım, hayvancılık, kültür ve diğer her açıdan ödetmiş olduğu bedeli, din istismarı yaparak kapatmaya çalıştığına dikkat çeken Gergerlioğlu, “Genel seçim taktiği böyleydi. Din istismarı ve ‘terör’ diyerek onu bunu kapatmaya çalıştılar. Toplumda da dini hassasiyetler şekilcilik üzerine inşa edilmiş durumda, bu din istismarının bir karşılığı var. Az çok bunun karşılığını da alabiliyorlar ve bu noktada bu istismarın az çok başarılı olduğunu da gördük. Bunun üzerinden yine yol almaya devam edecekler. Gerçek anlamda dini bilenler için, dini yaşayanlar için, bu istismarın hiçbir anlamı yok. Ama dini sadece şekli ameller açısından bilenler için maalesef bir karşılığı oluyor” diye belirtti.
‘YALANLA YOL ALABİLECEĞİNİ DÜŞÜNÜYOR’
İnsanlarının din istismarına karşı aydınlatıcı rol alması gerektiğini vurgulayan Gergerlioğlu, “Tarih boyunca siyasetçiler yalan atabilmiş ve halkı zaman zaman inandırabilmişlerdir. Ama gerçek anlamda siyaseti takip edenler, bu yalanları kısa bir süre sonra ortaya çıkarmıştır. Seçim meydanlarında yalan atarak, dini istismar ederek bunu yaptılar ve halkın bir kısmını aldattılar. Sayın Kılıçdaroğlu’nun videoları üzerinde montajlar bile yaparak bir imaj oluşturmaya çalıştılar. Bunlar din istismarı demek zaten. Dinci, dinle alakası olmadığı halde onu istismar etmeye çalışan demektir. Yalanla hilekarlıkla bir imaj oluşturmaya çalışmak ve dini argümanları kullanmak gibi. Ahlak dışılığın dibine vuracak bir yapı içinde bulunmak son derece sıkıntılı. Erdoğan, baştan sonra birçok yalanı yakalanmış, kendi tavırları itibariyle de üstleneceği kibirli bir duruş içinde olan halkı küçümseyen ve o yüzden de zaten bu yalanlara başvuran bir yerde duruyor. Buradan yol alabileceğini düşünüyor” dedi.
Medya ve devlet gücünü elinde tutan Erdoğan’ın çarpıtıcı söylemlerine dikkat çeken Gergerlioğlu, “Erdoğan, ‘Biz seçim döneminde bu yalanları atarız, Üsküdar’a geçeriz. Ondan sonra ben de işimi bitirmiş oldum. Sonrasında ortaya çıksa zaten bunu kim hatırlayacak?’ Böyle bir kafa yapısıyla hareket ediyor” ifadesinde bulundu.
‘İKTİDAR GENÇLERİ DİNDEN UZAKLAŞTIRDI’
İslami kesimlerin “kendine gelmesi” gerektiğinin altını çizen Gergerlioğlu, “Sadece şekle bakarak sözlere bakarak değil. Kitap, Kur’an, peygamber, elinde Kur’an sallayarak, dilinden ayetler söyleyerek hiç kimse dini temsil edemez. Ülkeyi getirdiği bu felaket hali ile gençleri dinden uzaklaştıran politikalarıyla, toplumun dine, dindara bakışını oldukça olumsuz bir yere getirdi gençlerin. İktidar, gençlerin dine nötr olması veya dinden çıkmasıyla sonuçlanan politikalara imza attı. Ahlaksızlıkları din istismarlarıyla örtme politikalarıyla çok kötü bir örnek verdiler. Toplumun İslam’ın özü olan fiillere itibar etmesi gerek, doğruluğun, dürüstlüğün esas alınması, şekle değil kalbe bakılması gerek. Toplumun parasını iktidarın seçkinleri için bir menfaat aracı bir meta olarak kullanan iktidar elitinin tüm toplum tarafından görülmesi ve ülkedeki ekonomik uçurumun artmasının bir numaralı faili de iktidar olduğunun bilinmesi gerek” diye kaydetti.
‘İKTİDARIN ARGÜMANLARI DİN VE KRİMİNALİZE DİL’
İktidarın seçim sürecinde iki ana argüman kullandığına dikkat çeken Gergerlioğlu, “Din istismarı ve terörize eden, kriminalize eden bir dil kullandı. Bununla CHP’yi ve diğer muhalefeti mahkum etmeye çalıştı. Kendi ayıplarıyla ilgili, kendi kusurlarıyla ilgili bir açıklama yapmak yerine muhalefete çamur attı. Aklınca herkesi dinden imandan çıkardı. ‘Ben Müslümanım benden başkaları kafirdir’ mesajı vermeye çalıştı. Zaman gelir birileri de onlar için bu dilleri kullanır, biz o zaman da böyle dillere karşı oluruz. Siyasette böyle din üzerinden ayrıştırıcı bir dil kullanmak doğru değil” dedi.