MUĞLA – İkizköy’de bulunan Akbelen Ormanı’ndaki madencilik faaliyetine karşı açılan davanın bilirkişi raporunda, “yerli ve milli kaynaklarla enerji üretimi” vurgusu yapılarak, madencilik faaliyeti uygun görüldü.
Muğla Milas ilçesinde bulunan Akbelen Ormanı’na Yeniköy-Kemerköy Enerji tarafından açılmak istenen kömür madenine karşı açılan davanın bilirkişi incelemesi raporu açıklandı. İlk iki incelemenin itirazlar üzerine iptal edilmesinin ardından, 8 Ağustos’ta keşfi yapılan 3’üncü raporda, oy birliğiyle bölgeye maden yapılabileceği kararı çıktı.
Elektrik üretiminin yüzde 32’sinin doğal gaz ve yaklaşık yüzde 15′ inin ithal kömür ile gerçekleştiği belirtilen raporda, öz kaynakların kullanımı ile bunun azaltılacağı iddia edildi. Raporda ayrıca “Bu tür santrallere ağırlık verecek politikaların benimsenmesi ve uygulanması büyük önem arz etmektedir. Bu durum hızla artan sanayi üretimi ve konut kullanımları sonucundaki enerji ihtiyaçlarının sürdürülebilir bir şekilde arzı için orta vadede termik santrallere olan gereksinimde ortaya çıkarmaktadır. Bu nedenle yerli milli enerji hammadde kaynaklarının yerinde ve tekniğine uygun kullanımı enerji arz güvenliği ve sürdürülebilirliği açısından hem ekonomik hem de stratejik olarak büyük termik santrallerin büyük önem taşıdığı görülmektedir” denildi.
‘ZEYTİNLİKLERE ZARARI YOK’
Dava dosyasındaki ölçüm sonuçlarının Sanayi Kaynaklı Hava Kirliliğinin Kontrolü Yönetmeliği’nde belirtilen yasal sınır değerlerini aşmadığı savunulan raporda, “ÇED Yönetmeliği’ne göre davaya konu açık ocak kömür madencilik faaliyeti, Yönetmelik hükümlerinden muaf durumda olduğu, dava konusu açık maden işletmeciliğinin yapılmak istenilen orman alanlarının hemen yanında ve 100-300 metre uzaklıkta doğusunda mevcut işletilen maden alanlarının yakınında bulunan ve mahkeme keşfi sırasında yaşları 10-40 arasında olduğu görülen zeytin ağaçlarının mevcut maden ocaklarının en az 40 yıldır çalıştığı düşünüldüğünde günümüze kadar mevcut maden alanına en yakın zeytin ağaçlarının bile sağlıklı şekilde en yaşlılarının bile vejetatif ve generatif gelişimlerinin engellenmeden günümüze kadar sağlıklı bir şekilde geldikleri görüldü” ifadeleri yer aldı.
ŞİRKET HAKLI GÖRÜLDÜ
Madencilik faaliyetinin zeytinliklere, ormanlara zarar vermeyeceği ve olağandan fazla toz emisyonuna neden olmayacağı iddia edilen raporda, “Muğla ili, Milas ilçesi, İkizköy Mahallesi sınırları dahilindeki orman sahası için Yeniköy Kemerköy Elektrik Üretim ve Ticaret Anonim Şirketi adına maden açık işletme (orman) izni verilmesine ilişkin 28/11/2020 tarihli Tarım ve Orman Bakanlığı işleminin iptali istemiyle Tarım ve Orman Bakanlığı ve Orman Genel Müdürlüğü’ne karsı açılan davada; dava dosyasındaki bilgi, belge, literatür çalışmaları, resmi izin yazıları, yasal izinler ve alana ilişkin olarak farklı dönemlerde hazırlanmış raporların incelenmesi, mahkeme keşfindeki gözlem ve incelemelerimiz sonucunda; orman izni verilmesinin UYGUN OLDUĞU, orman izni verilmesine ilişkin işlemin iptali isteminin ise UYGUN OLMADIĞI kanaatine varılmıştır” diye belirtildi.
İKİZKÖY ÇEVRE KOMİTESİ’NDEN AÇIKLAMA
İkizköy Çevre Komitesi ise açıklanan bilirkişi raporuna tepki gösterdi. Yazılı açıklama yapan komite, “Bilirkişi Raporu’nda tarımsal çevre ve ziraat mühendisliği açısından yapılan değerlendirmelerde; ‘bölgedeki zeytin ağaçlarının çoğunun 70’li yıllarda verilen maden ruhsatlarından sonra dikildiğinden korunması gerekmez’ denebilmiş. Bilimsel dürüstlükten uzaklaşılmış, zeytinciliği koruyan kanunun arkasından dolanmaya çabalanmıştır. Orman Mühendisliği açısından maalesef bilirkişi raporunda Akbelen Ormanı’nın bir ‘odun ormanı’ olduğu belirtilerek, ormana bakış açısının sadece maddi olduğu kabul edilmiştir. Aynı zamanda bilirkişinin belirttiği gibi ekonomik kaybın, ‘rehabilitasyon/biyorestorasyon çalışmaları yapıldığı takdirde’ olmayacağı anlaşılıyor ki uygulamalarda, bu rehabilitasyonun yapılacağının garantisi yoktur” ifadelerine yer verdi.
BİYOLOJİK ÇEŞİTLİLİK YOK SAYILDI
Açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi: “Alanda bulunan endemik bitki ve küresel ölçekte tehlike altında olan bitkiler daha önce şirket tarafından hazırlatılan raporda da yer almış olsa da bilirkişi ‘Dava konusu orman alanının ve yakın çevresi yasal/resmi olarak herhangi bir koruma statüsüne sahip değildir’ demiştir. Eldeki raporda tam olarak bunun aksi söylenmekte olduğu halde önceki raporu çürütecek hiçbir bilimsel değerlendirmeye yer verilmemiştir. Akbelen Ekolojik Koridor niteliğinde olan mutlaka korunması gereken bir bölgedir. Raporda hem dava konusu bölgede akifer (su veren jeolojik birim) olmadığı belirtilmiş, hem de düşük akifer olduğu ve hatta bazı yerlerin akifer olduğu anlatılmıştır. Bilirkişi, bu birimlerin su vermediğini iddia etmiştir. Oysa bu birimde açılmış çok sayıda sondaj kuyusu ve keson kuyu bulunmaktadır.
SUÇ DUYURUSUNDA BULUNACAKLAR
Çevre Mühendisliği Bilim Dalı Değerlendirmesi başlıklı bölümü ise 184 sayfalık raporun sadece 2 sayfasını oluşturmaktadır. Bu iki sayfa içinde de Akbelen Ormanı’nın maden ocağına dönüşmesi halinde çevresel etkilerinin ne olacağına ilişkin hiçbir değerlendirme yoktur. Dava konusunun makine mühendisliği/enerji sistemleri mühendisliği açısından değerlendirilmesinin davamızla ne ilgisi olduğu tarafımızdan anlaşılamamıştır. Raporun bu bölümü, bilirkişi deliline başvurmanın amacı ile bağdaşmamaktadır. Dava konusu uyuşmazlıkla alakası olmayan hazır bilgiler kes/yapıştır yöntemiyle rapora dönüştürülmüştür.”
Komite son olarak bilirkişi heyeti hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını açıklayarak, rapora da itiraz edeceklerini belirtti.