en iyi rulet siteleri
Aydın’da ekolojik talan: Yeni maden ve JES izni
  • Rojev
  • Ekoloji
  • Aydın’da ekolojik talan: Yeni maden ve JES izni

Aydın’da ekolojik talan: Yeni maden ve JES izni

Maden ve JES’lerle ormanları, dereleri, tarım arazileri yok edilen Aydın'da, tamamı orman arazisi içinde kalan bir mermer ocağı ve JES için “ÇED gerekli değil” kararı verildi.

ABONE OL
Mart 27, 2024 16:08
Aydın’da ekolojik talan: Yeni maden ve JES izni
0

BEĞENDİM

ABONE OL
AYDIN – Maden ve JES’lerle ormanları, dereleri, tarım arazileri yok edilen Aydın’da, tamamı orman arazisi içinde kalan bir mermer ocağı ve JES için “ÇED gerekli değil” kararı verildi.
 
Ege’nin verimli tarım topraklarıyla bilinen kenti Aydın, son yıllarda Jeotermal Enerji Santralleri (JES) ve madenler başta olmak üzere ekolojik talanın merkezi haline getirildi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı verilerine göre; Türkiye’de 63 JES’in 32’si Aydın’da bulunurken, onlarca JES ise Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’ndan onay aldı ve faaliyete geçmeyi bekliyor. Yine kentte toplam 270 maden sahası bulunuyor. Kentin batısından doğusuna tamamına yayılan bu maden sahalarının 86 tanesi ise aktif olarak çalışmaya devam ediyor.
 
İncir ve zeytinciliğin yanı sıra sebze üretiminde de verimli topraklara sahip olan kentte, hem bu projeler hem de Büyük Menderes Nehri’nin sanayi kuruluşları tarafından kirletilmesi üretimde verimi düşürdü. Yine Söke’de verimli tarım arazileri sanayi ve konut projeleri için imara açılırken, Kuşadası ve Didim’de ise kıyı işgalinin yanı sıra denizi kirletici birçok talan projesi hayata geçiriliyor. Halihazırda devam eden projelerin yanı sıra Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı kentte 2 “proje” için de “Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) gerekli değildir” kararı verdi.
 
ORMANA MADEN İZNİ
 
Bakanlığın 12 Haziran tarihli duyurusuna göre; Karacasu ilçesi Yolüstü Mahallesi Sultanmezarlığı Mevkinde DK Traverten Doğaltaş Madencilik tarafından açılmak istenen mermer ocağına “ÇED gerekli değildir” kararı verildi. 13,42 hektarlık alanda yapılacak olan maden sahasının tamamı, Aydın-Muğla-Denizli 1/100.000’lik Çevre düzeni planında “Orman Alanı” içerisinde kalıyor. Yıllık 20 bin metreküp mermer çıkarılması planlanan maden sahası ise proje dosyasına göre 24 yıl boyunca işletilecek. Öte yandan maden sahasına kuş bakışı 5 kilometrelik mesafeden ise orta ve yüksek derece deprem riski taşıyan Karacasu fayı geçiyor. Ayrıca maden sahası içerisinde Bern Sözleşmesi Ek Liste II/Kesin Koruma Altına Alınan Fauna Türleri içerisinde yer alan sürüngen türleri de bulunuyor.
 
BAKANLIKTAN YENİ JES’E ONAY
 
Bakanlık 8 Haziran’da ise Kuyucak ilçesi İğdecik Mahallesi’nde Efendi Jeotermal şirketi tarafından yapılması planlanan JES için de “ÇED gerekli değildir” kararı verdi. 4 bin 302 hektarlık alan için ruhsat alan şirket, tamamı hazine arazisi içinde kalan 1,35 hektarlık kısımda 2 adet sondaj kuyusu açacak. Açılacak sondajların derinlikleri 2 kilometreye kadar inecek. Proje alanı Aydın-Muğla-Denizli Planlama Bölgesi 1/100.000 Ölçekli Çevre Düzeni’ne göre orman alanı olarak görünürken, proje sahasının yakınında dere yatakları bulunuyor. Yine bölgede Bern Sözleşmesi’ne göre kesin olarak koruma altına alınan fauna türleri ile ilgili olarak nitelendirilen 2 sürüngen türü bulunuyor.
 
‘YÜZDE 85’İ İSTİLA ALTINDA’
 
Kentte yaşanan ekolojik talanı ve sonuçlarını Aydın Çevre ve Kültür Derneği (AYÇEP) Başkanı Mehmet Vergili ile konuştuk. Aydın ve civarının birinci sınıf tarım topraklarına sahip olduğunu vurgulayan Vergili, bu alanların ve su kaynaklarının dünya mirası olduğunu belirtti. Bu kaynakların korunması gerektiğini dile getiren Vergili, “Aydın’da yine verimli topraklarda siyanürlü altın madenciliği yapmak için bölgeleri delik deşik etmeye başladılar. Bundan dolayı tüm insanları haklarını savunmaya çağırıyoruz. Buharkent’ten Didim’e kadar her metrekare işgal altında. Kentin yüzde 85’i JES ve maden istilası altında. Aynı zamanda RES ve GES’ler yapılıyor. Halbuki buralar birinci sınıf tarım alanları. Dünyanın korunması gereken toprakları” dedi.
 
HASTALIKLAR ARTTI
 
Yeşil enerji olarak sunulan JES’lerin yeşil enerji olmadığını ifade eden Vergili, “Bu enerji kaynağı yerin 2 bin kilometre altından çıkıyor ve çoğu yerde boruları temizlemek için tehlikeli gazlar havaya salınıyor. Yaşam alanlarına zararlı olduğu gibi üretim alanları da bundan etkileniyor. İnsanların yaşamı, bu bacalardan çıkan hidrojen sülfür gazlarıyla tehlikeye giriyor. Bölgede bulunan zeytin ve incir ağaçları kurumaya başladı. İnsanlar kanser ve KOAH gibi hastalıklarla karşı karşıya kaldı. Bundan dolayı bu yatırımların bölge halkına bir faydası yok. Bunların sadece şirketlere faydası var” diye belirtti.
 
YASAL DÜZENLEMELER
 
JES ve madenlerin ekosistemi yok ettiğini kaydeden Vergili, “Burada bulunan ormanlar ve denizden yükselen nem, yağmur olarak bölgeye dönüyor. Bunun için bu kaynakların korunması gerekiyor. Dünyayı yöneten azınlık sermaye grubu gezegeni yok edişe doğru götürüyor. Buna fırsat veren tüm yasal düzenlemeler ortadan kaldırılmalı. Bunlara karşı yurttaşın kamu davası açabilmesi gerekiyor. Enerjinin başka yöntemlerle de üretilebileceğini biliyoruz. Fosil yakıtlara, JES’ler ile enerji elde etme fikrine ve bölgede birinci sınıf tarım topraklarını yok eden yatırımlara karşıyız. Bütün çevre örgütlerini, ekolojistleri ve halklarımızı da bu mücadeleye çağırıyoruz” diye konuştu.
 
MA / Tolga Güney

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.