en iyi rulet siteleri
Aldar Xelîl: AKP-MHP iktidarda kalmak için halkı kurban ediyor
  • Rojev
  • Güncel
  • Aldar Xelîl: AKP-MHP iktidarda kalmak için halkı kurban ediyor

Aldar Xelîl: AKP-MHP iktidarda kalmak için halkı kurban ediyor

Türkiye'nin Kuzey ve Doğu Suriye'ye dönük saldırılarına dair konuşan PYD Eşbaşkanlık Konseyi Üyesi Aldar Xelîl, "Bu hükümet sadece iktidar da kalabilmek için halkı kurban ediyor" diyerek, Türkiye kamuoyuna çağrıda bulundu.

ABONE OL
Kasım 21, 2022 07:00
Aldar Xelîl: AKP-MHP iktidarda kalmak için halkı kurban ediyor
0

BEĞENDİM

ABONE OL
RIHA – Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye’ye dönük saldırılarına dair konuşan PYD Eşbaşkanlık Konseyi Üyesi Aldar Xelîl, “Bu hükümet sadece iktidar da kalabilmek için halkı kurban ediyor” diyerek, Türkiye kamuoyuna çağrıda bulundu.
 
PYD Eşbaşkanlık Konseyi üyesi Aldar Xelîl, Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye’ye dönük saldırılarına ilişkin Fırat Haber Ajansı’nın (ANF) sorularını yanıtladı. Xelîl, Türkiye’nin işgal politikasıyla hareket ettiğini, AKP-MHP’nin 2023 seçimlerinde zafer elde etmek istediğini söyledi. 
 
‘TÜRKİYE KRİZLERLE KENDİNİ YAŞATIYOR’
 
Türkiye’nin Cerablus, Bab, Ezaz’dan başlayarak İdlib, Efrîn, Girê Sipî ve Serêkaniyê’yi işgal ettiğini belirten Xelîl, “Şimdi de işgal çabası içindeler. Bu onların genel bir politikasıdır. Türk devleti, Suriye’de barışın sağlanmasını, demokrasinin gelişmesini aslında bölgede krizin sonlanmasını istemiyor. Daimi krizler üzerinden kendisini yaşatıyor” dedi.
 
MİSAK-İ MİLLİ HEDEFLERİ
 
Türkiye’nin Misak-ı Milli sınırları dahilinde hareket ederek Suriye ve Irak’ın bir kısmını ele geçirmek istediğini söyleyen Xelîl, şunları kaydetti: “Özellikle Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’üncü kuruluş yıl dönümünün yaklaşmasıyla büyük bir zafer ilan etmek, bu zafer ile gelecek seçimleri karşılamak istiyor. Yaşanan olay basit, sıradan bir durum değildir. Günlük ya da saatlik bir durumdan ziyade uzun vadeli bir plan. Öncesinde işgal altındaki çete gruplarını değiştirdi ve Heyet Tahrir El-Şam ya da Cephet El-Nusra olarak bilenen çeteleri bu işgal bölgelerine yerleştirdi. O süreçte de değerlendirmelerimiz oldu. Getirilen bu çete grupları bölgemize bir saldırı başlatılacağının işaretiydi. Suriye krizinin ve devrimimizin başlangıcında da Cephet El-Nusra yoluyla sarıldı. Ardından farklı çete grupları ve DAİŞ devreye konuldu. Şu anda da Cephet El-Nusra’yı canlı kılarak, bu çete grupları aracılığıyla saldırılarını gerçekleştirmek istiyor. Fakat senaryosunu tamamlamak için İstanbul patlamasını gündemleştirdi. İstanbul patlamasının tüm kesimleri ikna etmesini, bu yalanlarını kabul görülmesini umut ediyorlardı. Aslında öyle bir konuma geldiler ki üstünü bile nasıl kapatacaklarını bilemediler. Öyle bir hal aldı ki halkı nasıl ikna edecek yol arayışlarına başvurdular. Ama yine bir gerekçe olarak çıkarları için kullanmak istediler. Tabi herkes biliyor ki İstanbul patlaması MİT’in bir uygulamasıydı. Türk devleti içerisinde gizli güçler tarafından yapıldı. Cephet El-Nusra’nın getirilmesi ve İstanbul patlaması ile saldırı konseptini tamamlamak istediler.” 
 
‘SALDIRILAR BİRLİĞİMİZİ ARTIRIYOR’
 
Türkiye’nin SİHA’lar dışında 50 savaş uçağı ve farklı silah türlerini kullandığına dikkat çeken Xelîl, “Hedef aldığı yerler nerelerdi, sivil alanlardı. Dikkat ederseniz hedef aldıkları yerler buğday depoları, elektrik santrali ve hastanelerdi. Yani tümü sivil yerleşim alanı. Aslında bu gerçekliklerini gözler önüne seriyor. Onların dediği gibi hedef aldıkları yerlerin güvenlikleri için hiçbir tehlikesi yoktur” şeklinde konuştu. Xelîl, bu kadar savaş uçağı ve silahlı insansız hava aracının bölgeye saldırmasının tüm ulusların birliktelik mücadelesini güçlendirmesine ve bu saldırılara karşı tavır almaya sevk ettiğini sözlerine ekledi.
 
‘ULUSLARARASI GÜÇLER ONAY VERDİ’
 
Türkiye’nin uluslararası güçlerden “yeşil ışık” yakılmadan bu tür saldırıları yapamayacağını belirten Xelîl, “Biz biliyoruz, onlar ‘tamam’ demeden gelemezler. Bu konunun bir tarafı. İkinci husus ise zaten basına da yansıdı. Kullandıkları roket NATO ve Amerika tarafından yapılmış. Zaten kullandıkları uçaklar onlara ait fakat kullanılan roketler bile onlara ait. Bu da bu güçlerin Türklere yok demediğini gösteriyor. Aksine ses etmeden yeşil ışık yakıyorlar. Böyle bölgemize yönelik saldırıların ortakları oldukları da anlaşılıyor” dedi. 
 
AMERİKA SALDIRIYI BİLİYORDU
 
Amerika’nın saldırı öncesi vatandaşlarını uyarmasıyla böylesi bir saldırının olacağını bildiğinin ispat ve itirafı olduğunu söyleyen Xelîl, “Biliyorlardı ama eğer böyle bir saldırının olmasını istemeselerdi Türk devletine saldırıdan haberdar olduklarını ve bu saldırıyı kabul etmediklerini söylerdiler. Ama bu uyarıyı yapmadılar. Sadece güçlerini, Türk devletinin saldırılarının olacağını ve duyarlı olmaları için bilgilendirdiler” diye konuştu. 
 
RUSYA TAVİZ VERDİ
 
Saldırılarda Suriye askerlerinin de vurulduğunu belirten Xelîl, “Bu da Rusya’nın Suriye’yi birinci dereceden esas almadığını gösteriyor. Rusya için Ukrayna ile yürüttüğü savaş birinci derecededir. Rusya’nın Ukrayna’ya karşı sıkıştığı bir süreçte yükünü hafifletmek için Türk devletine ve farklı güçlere tavizler verme durumu da söz konusu olabilir. Yani Rusya’da içerisinde olduğumuz süreçte bu saldırıları ‘hayır, kabul etmiyoruz’ diyecek durumda değil. Dolayısıyla bu saldırılara karşı Rusya’nın sessiz kaldığı söylenebilir” dedi.
 
DEMOKRATİK ULUS PROJESİ HAYATTA
 
Kürdistan’da ve yurt dışında alanlara çıkan halka teşekkür eden Xelîl, “Rojava-Kuzey ve Doğu Suriye’de sadece Kürtler değil Kürt, Arap, Süryani ve tüm uluslar kendi inancı ve dini ile alanlardaydı. Bu da Demokratik Ulus projesinin başarısını göstermekte. Bölge yönetiminin sahiplenildiğinin ispatıdır. Halklar birlikte alanlara çıkarak, saldırıları kınıyor ve kazanımlarına sahip çıkıyorsa devrimci halk savaşına da hazır olmalı. Uzun bir süredir halk savaşı eğitimlerde, toplantılarda ve pratik de gündemimizde. Sadece askeri değil, toplumsal, diplomasi, kültürel ve sanatsal olarak tüm boyutlarıyla gündemimizde. Öylesi bir halkki, kendini devrimin sahibi görüyor, devrimin kazanımlarını korumak için hazırlık yapıyor. Demokratik ulus projesinin diğer projelerden farkı budur. Bir devlete yönelik bir saldırı gerçekleşiyorsa sadece ordusu ve ülkenin güvenlik güçleri harekete geçiyor, toplum ise sadece seyirci pozisyonunda ve kazanmalarını diliyor. Ama Kuzey ve Doğu Suriye’de durum böyle değil. Halkımız hem zaferi diliyor hem de savaşın içerisinde yer alıyor. Çocuğunu, ailesini, köyünü, mahallesini savunmak için kimin elinden ne geliyorsa yapıyor ve savunmada yerini alıyor. Çıkan tabloyu da bu şekilde ele alıyoruz” diye konuştu. 
 
‘DAHA BÜYÜK SAHİP ÇIKILMALI’
 
“Daha büyük, radikal ve açık bir şekilde sadece açıklamalar yoluyla değil bu güçlere karşı pratik bir tavır alarak, bölge ve projeye yönelik gerçekleştirilen saldırıların herkese karşı olduğu bilinmeli. Rojava’da bir başarı elde edilirse herkesin başarısıdır, bir yenilgi, darbe söz konu ise herkesin yenilgisi anlamını taşıyor” diyen Xelîl, bunun için tüm Kürdistanlı güçlerin, ne kadar güçleri varsa bu kazanımlara sahip çıkması gerektiğine işaret etti. Benzer sahiplenmenin Kobanê ve Şengal’de yapıldığını hatırlatan Xelîl, “Şimdi de Kürdistanlı güçler ve demokratik güçlerden bu direnişe sahip çıkması isteniyor” dedi. 
 
‘İKTİDAR HALKINI KURBAN EDİYOR’
 
Türkiye kamuoyuna da çağrıda bulunan Xelîl, şunları söyledi: “Türkiye kamuoyu bilmeli ki AKP-MHP Türk halkının kazanımlarını da yok ediyor. Türk devleti, Türkiye Cumhuriyeti’ni geriletiyor, bozuyor, Türkiye’ye büyük zarar veriyor. Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihi biliniyor. Halkların soykırımdan geçirilmesi ile kurulan bir cumhuriyettir. Fakat yaşadığımız yüzyıl gereği Türkiye demokrasi, özgürlüğe kenetlenmeliydi, doğru ilerlemeliydi. AKP-MHP hükümetinin demokrasi temelini tarumar ettiğini görmüyorlar mı? Demokrasi kurum ve kuruluşlarını kaldırdılar, gazetecileri tutukladılar, bir kişi bile görüşünü dile getiremiyor, ifade özgürlüğü çiğneniyor. İstanbul’da yaşanan patlama gösteriyor ki bu hükümet sadece iktidar da kalabilmek için halkını kurban ediyor. Kendi merkezlerinde, güvenliği sağlanan bir yerde amaçlarını elde edebilmek için patlama gerçekleştirdiler. Çok kirli bir politika yürütülüyor. Bu Türkiye halklarını da zarar veriyor. Bu hükümet artık tehlikeli ve bela durumda” dedi. 
 
 
 

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.