MEREŞ – Mereş merkezde hala çadır ve gıda sorunu yaşayan yurttaşlar, kendi imkanlarıyla aldıkları branda ve molozların arısından çıkardıkları demirlerden kurdukları çadırlarda yaşama tutunuyor.
Depremin merkez üssü Mereş’te ağır bir yıkım yaşanırken, merkez Dulkadiroğlu ve 12 Şubat ilçelerinde binlerce kişi yaşamını yitirdi. Evleri yıkılan ve hasar gören çok sayıda insan, hala kendi imkanlarıyla barınma sorununu çözmeye çalışıyor. Depremden fazla etkilenmeyen yüksek bölgeleri tercih eden yurttaşlar, bu kez de gıda ve erzak yardımından mahrum kalıyor.
Dulkadiroğlu ilçesine bağlı Sütçü İmam Mahallesi’nde yaşadıkları bina yıkılan çok sayıda kişi, kurulan çadır kentlerde yer bulamadı. Talep etmelerine rağmen kendilerine çadır temin edilmeyen yurttaşlar, bu nedenle daha güvenli gördükleri Beyazıt Mahallesi’nin yüksek kesimlerinde brandalardan kurdukları çadırlarda yaşama tutunmaya çalışıyor.
HERSES BİR ŞEY SÖYLÜYOR
Kendi imkanlarıyla aldıkları brandaları inşaat molozları arasından temin ettikleri demirlerle çadıra çevirdiklerini belirten Mehmet Koca, “Elimizden geldiği kadar bir şey yapmaya çalışıyoruz. Yıkım var, yıkılacak binalar var. Çatlamış binalar var. Kimi korkup daireye giremiyor. Herkes kendi imkanıyla bir şeyler yapmaya çalışıyor” dedi. Çadır talebini nereye yapacaklarını dahi bilmediklerini kaydeden Koca, ilk olarak kendilerine e-devlet üzerinden başvuru yapılacağının söylendiğini ancak daha sonra başka yere yönlendirildiklerini dile getirdi. Koca, “Orayı arıyoruz, olmuyor. Biri 122 diyor. Biri 144 diyor. Herkes bir şey söylüyor. Arıyoruz oradan oraya yönlendiriyorlar. AFAD diyorlar. Herkes bir şey diyor” ifadelerini kullandı.
SU VE ELETRİK YOK
Su ve elektriklerinin olmadığını, depremin üzerinden günler geçmesine rağmen hala çadırı olmayanların olduğunu söyleyen Koca, şöyle dedi: “Her çadırda 10-15 kişi kalıyor. Biz de aynı şekilde. Kendi imkanlarımızla bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. Bir kısmımız arabada kalarak devam ediyoruz. Kuru gıda yok. Yemek arada bir geliyor. Gelip gelmediği de belli olmuyor. Muhtar da sağ olsun o da ortada yok.”
MA / Ahmet Kanbal
