HATAY – HDP Halklar ve İnançlar Komisyonu Alevi Masası, Hatay’da Alevi örgütlerinin temsilcileriyle buluştu.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Halklar ve İnançlar Komisyonu Alevi Masası, “Alevilere Eşit Yurttaşlık Hakkı” kampanyası çalışmaları kapsamında Hatay’da 3 gün boyunca Alevi kurum ve yurttaşlarla bir araya gelecek. Alevi Masası’nda yer alan HDP’li vekiller Kemal Bülbül ve Tülay Hatimoğulları, bugün Samandağ, Defne ve Antakya’da Ehlibeyt Kültür ve Dayanışma Vakfı Genel Merkezi’ni, Alevi Kültür Dernekleri Defne Şubesi’ni, Arap Alevi kanat önderlerini ve Antakya Gazetesi’ni ziyaret etti. Ziyarette HDP’li vekillere, HDP Hatay İl Eşbaşkanı Kerem Nalbant ve HDP PM üyesi Zeki Koç eşlik etti.
‘ANTAKYA KÜLTÜR KAVŞAĞI’
Ziyaretlerde HDP’li Hatimoğulları, “Alevilere Eşit Yurttaşlık Hakkı” kampanyası çalışmalarına dair bilgi verdi. Hatimoğullar, HDP olarak bütün halklar ve inanç topluluklarının eşit yurttaşlık hakkını savunduklarını ve bu temelde kampanya düzenlediklerini anlattı. HDP’li Bülbül ise, “Alevilere Eşit Yurttaşlık Hakkı” kampanyasına önemine değinerek, devletin Antakya’yı “kültürler kavşağı” olarak tanımladığının altını çizdi. Bülbül, “O kavşağı da kesişen kültürleri inkar ettiği medeniyetlerin beşiği dediği ama o medeniyetleri yok saydığı bir hakikat söz konusuysa bir o kadar da Antakya’nın bu hakikatle, bu kültürlerle birlikte varlığını sürdürmek gibi görev ve sorumluluklarımız var” dedi. Bülbül, “Bu dönemde sorumluluklardan bir tanesi de Antakya’nın Alevi kimliğine, Arap kimliğine ve bu etnik ve inançsal kimlikle ortaya çıkan temel soruna dair çözücü bir yaklaşıma dahil tutumların olması gerekiyor. Sistem 1923’lerde kurulurken ne kadar ki laik, demokratik bir devlet anlayışıyla kurulmuşsa 1982 anayasasının ikinci maddesinde laik, demokratik sosyal bir hukuk devleti olarak yazılmışsa da aslında ne laiklik, ne demokratiklik, ne sosyallik, ne de hukuk var. Cumhuriyet tarihi boyunca gelip geçen tüm hükümetler Alevi toplumuna ve Türkiye halklarına karşı suç işlemiştir. Nasıl bir suç işlemiştir? Alevi toplumunun varlığını, ekonomik, siyasi, kamusal ve yaşamsal haklarını inkar ederek suç işlemiştir. Alevi toplumuna karşı inancıyla, kültürel değerleriyle deyişi, nefesi, sazı, sözüyle birlikte bir kültürel soykırım ve bir toptan yok etme politikası uygulanmıştır. Katliamlar bunun en bariz örneğidir. Dolayısıyla sistemi yürütenlerin Alevi toplumuna karşı haklarını edinme mücadelesine karşı taraf olduğu bir yerde, eşitlikten, adaletten, hukuktan ve eşit yurttaşlıktan söz edemeyiz” diye konuştu.
Bülbül, eşit yurttaşlığın yaşamın her alanında savunulması gerektiğini ifade etti.
