Close Menu
    What's Hot

    Ölüm orucunda olan Dağ ve Er: Kürtler sessiz kalmamalı

    Eylül 30, 2022

    Amedli kadınlar 14 Mayıs’ta değişim istiyor: Sofra kuramıyoruz

    Nisan 8, 2023

    Suriye krizinin 12’nci yılında MSD’den ulusal diyalog çağrısı

    Mart 15, 2023
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Trending
    • ‘Musa Anter Barış ve Dostluk Futbol Turnuvası’ sonlandı
    • ‘Demokratik Ortadoğu için-Barışa Giden Yol’ çalıştayı ikinci gününde
    • İsviçre Kadın Grevi’nden Abdullah Öcalan çağrısı
    • Ankara’da İsveç’in NATO üyeliğine yönelik ilk toplantı
    • Qamişlo-Tirbespiyê’ye bombardıman: 4 yaralı
    • Sağlık çalışanlarından hastane önünde mobbing protestosu
    • Miraç Miroğlu davasında baronun katılma talebine ret
    • Beraat kararı bozulan HDP’lilerin duruşması görüldü
    Facebook X (Twitter) Instagram
    RojevRojev
    • Güncel
    • Kadın
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Ekoloji
    • Gençlik
    • Foto Galeri
    • Doğa
    • Spor
    RojevRojev
    Home»Kadın»Gulê Ana’nın vasiyeti mücadele oldu
    Kadın

    Gulê Ana’nın vasiyeti mücadele oldu

    By Mayıs 27, 2023Yorum yapılmamış5 Mins Read
    Share Facebook Twitter Pinterest Copy Link LinkedIn Tumblr Email VKontakte Telegram
    Share
    Facebook Twitter Pinterest Email Copy Link
    DÎLOK –  Ömrünün son 30 yılına evlat acısı, cezaevi, direniş sığdıran Kürtlerin Gulê Anası, yaşama veda ederken son vasiyeti mücadele oldu. 
     
    Yaşamı boyunca devlet baskısıyla karşılaşan Kürtlerin Gulê Ana’sı Barış Annesi Gülistan Alağaş, 30 yıllık kesintisiz mücadelenin ardından geçirdiği felç sonucu 22 Mayıs’ta tedavi gördüğü hastanede 80’li yaşlarında yaşamını yitirdi. Alağaş’ın cenazesi, kitlesel bir katılımla Şahinbey ilçesinde bulunan Yeşilkent Mezarlığı’na defnedildi. 
     
    Sêrt’in Berwari (Pervari) ilçesine bağlı Erkent köyünde dünyaya gelen ve yine aynı köyde evlenen Alağaş, 1993 yılında devletin baskısıyla Adana’ya göç etti. Adana’da mücadelesine devam eden Alağaş, Cudî, Newala Qesaba yürüyüşlerine katıldı. Alağaş’ın PKK’ye katılan bir oğlu, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın uluslararası komplo ile Türkiye’ye getirildiği 1999 yılında yaşamını yitirdi, fakat cenazesi bulunamadı. Canlı kalkan eylemlerine de katılan Alağaş, Abdullah Öcalan üzerindeki tecride, cezaevlerindeki hak ihlallerine ve Kürt sorunundaki çözümsüzlüğe karşı birçok kez açlık grevine girdi. Alağaş, en son DAİŞ’in Ankara Garı’nda 10 Ekim 2015 tarihli bombalı saldırısında bacağından yaralandı.
     
    DEVLET BASKISI
     
    Alağaş’ın kızı Hediye Alağaş, annesinin hem amca çocuklarını hem de kendilerini tek başına büyüttüğünü söyledi. Ağabeyinin de PKK’ye katılmasının ardından annesinin çok zorluk yaşadığını, devletin köylerini bastığını aktaran Alağaş, kendilerine “Size 20 gün süre veriyoruz. Köyden çıkın” denildiğini ve 20 gün dahi müsaade etmeden köyden çıkarıldıklarını anlattı. Köye gelen askerlerin kardeşi için “Öldüreceğiz” dediğini aktaran Alağaş, “Annem kapıyı kapattı, asker kapıyı kırdı. Annem o rezalet içinde kardeşimi askerlerin içinden çekti. Köyümüzü yaktılar. Annem koyunlarını alıp yola çıktı. Sêrt’in etrafındaki köylere kadar gitti. Sêrt’te koyunları sattı. Sonra Adana’ya gitti. Ağabeyim evini Adana’ya annemden önce taşımıştı. Annem koyunlarını sattıktan sonra, ‘Diğer çocuklarımın peşine düşeceğim’ diyerek köye geri gitti. Köyde kimsenin kalmadığını görünce, tekrar Adana’ya döndü. Annem çok zahmet çekti” diyerek, annesinin yaşadığı zorlukları anlattı.
     
    AÇLIK GREVİ-CANLI KALKAN EYLEMLERİ
     
    Adana’ya gittikten sonra ağabeyinin PKK’ye katıldığını ve annesinin ondan sonra Barış Annesi olmaya karar verdiğini belirten Alağaş, “Annem buraya geldikten sonra o yaşlılıkla açlık grevine girdi. Hem çocuklarını büyütüyordu hem de açlık grevine giriyordu. Bir hapiste eylem oldu mu, annem o hapishanenin önüne giderdi. Kürkçüler Cezaevi’ne gittik, jandarma bize saldırdı. Annem jandarmaların elinde kaldı, copla saldırdılar. ‘Anne gel, 2 gencimizi tuttular’ dedik. Annem gidip o 2 genci onların elinden çıkarıp getirdi. ‘Anneler canlı kalkan olmalı’ denildiğinde, ilk annem gidip adını canlı kalkan olarak yazdırmıştı. Cudî’de, Şırnak’ta, Şırnak’ın etrafındaki köylerde kaldı. Oralarda hep canlı kalkan oldu. Bir ara gözaltına alındılar. Annemi bıraktılar, ‘Arkadaşlarını bırakmıyoruz’ dediler. Annem ‘Arkadaşlarımı, bu gençleri bırakmazsanız, hapisten çıkmıyorum’ dedi. Annemi bırakıyorlar, geri hapse giriyor. Sonra onu da arkadaşlarını da bıraktılar” ifadelerini kullandı.  
     
    AMARA YOLUNDA YAŞANANLAR
     
    Alağaş, Abdullah Öcalan’ın doğum gününde Riha’nın Amara (Ömerli) köyüne giderken yaşadıklarını ise şöyle aktardı: “Bir Amara yürüyüşüne gittik. Osmaniye’de bizi durdurdular. Hepimizin kimliğini alıp, sonra geri verdiler. Birinin kimliği ellerinde kaldı. Annem ‘Kimin kimliğini aldılar. Vallahi tutuklayacaklar’ dedi. Sonra annemin yanına geldiler. Alıp nezarethaneye götürdüler. Ezan okuyunca annem namaz kılacağını söylüyor. Rütbeli bir asker anneme, ‘Sen Müslüman mısın?’ diyor. Annem ‘Çok şükür ben Müslüman’ım ama siz Müslüman değilsiniz. Eğer siz Müslüman olsaydınız, ben anneyim, yaşlıyım, beni alıp buraya koymazdınız. Koluma silah alıp savaşa gitmemişim. Biz barış istiyoruz’ diyor. Annemi bir gece orada tuttular, öbür gün bıraktılar. 15 Nisan’da Adana’da 350 kişiyi gözaltına aldılar. İçimize girdiler. Kimimizin kolunu, başını kırdılar. Annemin bacağına tekme vurdular. Annemin ayağında kemik erimesi oluştu. Devlet anneme çok hakaret etti.”
     
    ‘EYLEM ANNEMSİZ OLMAZDI’
     
    Ankara Gar katliamında bacağından yaralanan annesinin yaşamını yitirene kadar şarapnel parçalarıyla yaşadığını söyleyen Alağaş, “O patlamadan sonra annem hep hastaydı. Hala saçma, mermi ayaklarındaydı. Annem ona rağmen mücadeleden vazgeçmedi. Nerede barış için bir eylem olsa, annem gidiyordu. Kardeşim, kayınım, amca çocuğu… Aileden 7 kişi birden dağa çıktı. Biz sadece birinin cenazesini kaldırabildik. Annem onların acısını da gördü. Gençlerin etrafında dolaşıyordu. Eylem olan günler annemsiz olmazdı. Bir genç eyleme gittiği zaman onları polislerin içinden çıkarırdı. ‘Dağa giden çocukların hepsi benim çocuklarım’ diyordu. Annem Irak’a, Besta’ya kadar gitti. Annemin gezmediği yer kalmadı” diyerek mücadelesini anlattı.
     
    ANNESİNİN TEK AMACI BARIŞTI
     
    Tek amacı barış olan annesinin her zaman “Ne askerlerin annesi ağlasın, ne de gerilla annesi ağlasın. Ha asker annesi ağlamış ha ben ağlamışım benim için fark etmiyor. Bu savaş dursun. Askerlerin annesi de biz de ağlamayalım” dediğini aktaran Alağaş, annesinin barış ve adalet için mücadele ettiğini ve ölen her genç için ayrı ayrı üzülüp ağladığını dile getirdi. Adana’ya gittiklerinden beri annesinin sadece son bir yıl dışarıya çıkamadığını belirten Alağaş, “Her zaman gençlerin içindeydi, barış istiyordu. Anneler savaş, harp, ölüm istemiyor. Barış istiyor. Annem belki 10 insanı panzerin önünden almış. Bazen, ‘Anne nasıl gidiyorsun?’ diye sorardık, ‘Kızım ben onları bırakamam’ derdi” diye konuştu.
     
    ‘ANNEMİN YOLUNDAN GİDECEĞİZ’
     
    Annesinin hakaretten, zulümden nefret ettiğini, barışı ve gençleri çok sevdiğini söyleyen Alağaş, “Ruhu gençti, barıştı. Annemin çocukları sadece kendi çocukları değildi. Herkesin çocuğu onun çocuğuydu. Annem herkesi çok severdi. Hiç tanımadığı bir gence bir şey olsa, annem kendini onlar için öldürürdü. Belki kimse inanmaz ama annem hem bize hem de halkına melekti. ‘Ben barış annesiyim. Kendime gezeceğim, yerimde oturmam’ derdi. Annem bize çok güzel şeyler öğretti. Annem hangi yolda gittiyse bizde o yolda gideceğiz” dedi.
     
    ALAĞAŞ’IN SON VASİYETİ
     
    “Sadece bizim annemiz değil, Kürt halkının annesiydi” diyen Alağaş, annesinin hedefinin her zaman barış olduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: “‘Çocuklarımız öldürülmesin, anneler ağlamasın. Zaten bakanların çocukları gitmiyor, fakir çocukları gidiyor. Askerlerde öldürülmesin’ derdi. Annem hep, ‘Kızım ben ölsem de benim yaptıklarıma bakın, benim yolumdan yürüyün. Benimle yürümezseniz demek ki bana dürüst değilsiniz. Ben ne çalışma yaptıysam, sizde o çalışmayı yapın’ derdi. Yaşadığımız müddetçe, damarlarımızda bir damla kan kalana kadar onların yolunda devam edeceğiz. Annemizin vasiyetidir bu.”
     
    MA / Rukiye Adıgüzel
     
     
    Share. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Email Telegram Copy Link

    Related Posts

    Kadın

    Mücadelenin değiştirdiği bir yaşam

    Haziran 14, 2023
    Kadın

    Tokay’ın failine ‘haksız tahrik’ ve ‘iyi hal’ indirimi

    Haziran 13, 2023
    Kadın

    Şule’yi katleden erkeğe ağırlaştırılmış müebbet hapis

    Haziran 13, 2023
    Kadın

    İran’da kadınlar hükümete ve aileye karşı direniyor

    Haziran 13, 2023
    Kadın

    Dîlok’ta şüpheli kadın ölümü

    Haziran 12, 2023
    Kadın

    ‘Kadınlar mücadele mirasına sahip çıkacak’

    Haziran 11, 2023
    Add A Comment

    Comments are closed.

    Editors Picks

    ‘Musa Anter Barış ve Dostluk Futbol Turnuvası’ sonlandı

    Haziran 14, 2023

    ‘Demokratik Ortadoğu için-Barışa Giden Yol’ çalıştayı ikinci gününde

    Haziran 14, 2023

    İsviçre Kadın Grevi’nden Abdullah Öcalan çağrısı

    Haziran 14, 2023

    Ankara’da İsveç’in NATO üyeliğine yönelik ilk toplantı

    Haziran 14, 2023
    Son

    News

    • Science

    Subscribe to Updates

    Get the latest creative news from FooBar about art, design and business.

    • Privacy Policy
    • Terms
    • Accessibility

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.