en iyi rulet siteleri
İmzacı avukatlar: Öcalan’la derhal görüş sağlansın
  • Rojev
  • Güncel
  • İmzacı avukatlar: Öcalan’la derhal görüş sağlansın

İmzacı avukatlar: Öcalan’la derhal görüş sağlansın

Tecrit altında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan ile görüşmek için imza veren avukatlar arasında bulunan Gökhan Dayık, Ahmet Ceylan ve Serhat Kurt, tecridin insanlık suçu kapsamında olduğunu hatırlatarak, avukat görüşünün derhal sağlanmasını istedi.

ABONE OL
Haziran 21, 2022 06:30
İmzacı avukatlar: Öcalan’la derhal görüş sağlansın
0

BEĞENDİM

ABONE OL

URFA – Tecrit altında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan ile görüşmek için imza veren avukatlar arasında bulunan Gökhan Dayık, Ahmet Ceylan ve Serhat Kurt, tecridin insanlık suçu kapsamında olduğunu hatırlatarak, avukat görüşünün derhal sağlanmasını istedi.  İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde ağır tecrit koşulları altında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan ve diğer tutuklular Veysi Aktaş, Hamili Yıldırım ile Ömer Hayri Konar’a yönelik devam eden avukat görüş yasağına karşı 775 avukat görüşme başvurusunda bulundu. Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) öncülüğünde aralarında kurum temsilcileri ve baro başkanlarının da bulunduğu 29 baroya kayıtlı 775 avukat, 10-17 Haziran tarihleri aralığında avukat ziyareti gerçekleştirmek talebiyle Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurdu. Ancak o tarihten bu yana yapılan başvuruya dair bir geri dönüş sağlanmadı.  Görüşme talep eden avukatlar arasında yer alan Urfa Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Gökhan Dayık, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği Hapishaneleri İzleme Kurulu Eşsözcüsü Serhat Kurt ve İnsan Hakları Derneği (İHD) Urfa Şubesi Hapishane Komisyonu Eşsözcüsü Ahmet Ceylan, başvurularına dönüş sağlanmadığını söylediler. BİR BEYAZ İŞKENCE OLARAK TECRİT Tecridin bir tür işkence yöntemi olduğunu ifade eden Urfa Barosu Yönetim Kurulu üyesi Gökhan Dayık, İmralı’da uygulanan “beyaz işkence” olarak adlandırıldığını hatırlattı. Soyutlama, dış dünya ile ilişkisini kesme, yalnızlaştırma ve iradesini kırmaya dönük uygulanan bir yöntem olduğunu belirten Dayık, “İşkence de bir insan hakları ihlalidir ve bu bağlamda yasalarımızda suç teşkil etmektedir. Tecrit dünyanın çeşitli ülkelerinde geçmişte bazı devrimci hareketlerin liderlerine uygulanan ve onların iradelerini kırmaya dönük yöntemlerdi. Günümüzde birçok demokratik ülkede artık uygulanmıyor. Ne yazık ki ülkemizde bu uygulama devam ediyor. Bildiğimiz gibi mahpusun iradesini kırmaya dönük uygulamaya konan bir işkence türü” dedi.  ‘KAYGILARI GİDERİN’  Öcalan’ın uzun yıllardır 4 tarafı denizle çevrili bir ada cezaevinde tutulması, ailesi, avukatları ile görüştürülmemesi gibi ağır tecrit şartları altında yaşadığını ve kamuoyunda hayatına dair kaygılar olduğunu ifade eden Dayık, “Sayın Öcalan’ın hayatına ilişkin kaygıların giderilmesinin tek bir yöntemi var. O da Sayın Öcalan’ın hem ailesi ile hem de avukatları ile görüşmelerinin önünün açılmasıdır. Bunun dışında bu kaygılar giderilemez. Türkiye Cumhuriyeti’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler var. Bunların ihlali durumunda, bu ihlaller AİHM’e taşındığında Türkiye ciddi yaptırımlar ile karşı karşıya gelecektir” diye konuştu. Son olarak Öcalan’a dönük avukat kısıtlamasının anayasanın eşitlik ilkesine aykırı olduğunu ifade eden Dayık, “Zaten bunun hukuki bir alt yapısı yok. Keyfi bir uygulama. Kabul edilecek de bir tarafı yok. Her mahkumun ailesi ve avukatları ile görüşme hakkı vardır” dedi.  ‘HAKLAR TANINSIN’ Tecridin, bireyin sosyal, kültürel ve bireysel olarak tamamen her şeyden soyutlanması hali olduğunu söyleyen İHD Urfa Şubesi Hapishaneleri İzleme Kurulu Eşsözcüsü Ahmet Ceylan, tecridin “insanlık suçu” olduğunu vurguladı. Öcalan’dan uzun süredir haber alınamaması durumunun toplumsal açıdan endişe doğurduğunu söyleyen Ceylan, “Kendisinin yaşı ve mahpusluk süresi bu endişeyi arttırmaktadır. Bu kaygıların ortadan kaldırılabilmesi, kanunen tanınmış olan aile, telefon görüş hakkı ve avukat görüşme haklarının sağlanması ile olabilir” dedi.  ‘DURUM ENDİŞE VERİCİ’ Ceylan, İmralı’da sürdürülen 23 yıllık infaz rejiminin hem ulusal hem de uluslararası anlamda bütünüyle değerlendirildiğinde şu sonuçlara ulaşıldığını ifade etti: “Devletin ulusal mevzuatında ve taraf olduğu uluslararası sözleşmelerle tanınan hakların engellenmesi söz konusudur. Daha önce bu konuda verilmiş AİHM ihlal kararları olmakla birlikte Türkiye tarafından ihlali giderici uygulamalar gerçekleşmemesine rağmen Avrupa Konseyi’nin siyasi kaygılarından kaynaklanan saiklerle yaptırım yoluna gidilmemiştir. İhlaller devam ettiği için birçok hak ihlali başvurusu da AİHM incelemesinde bulunmaktadır. İmralı tecrit sistemi ise diğer hapishanelere de sirayet ederek devam ediyor. Devletin kendi kanunlarını bu kadar açık bir şekilde ihlal edebilmesi, herkes açısından çok ciddi tehditler oluşturmaktadır. Tecrit uygulamasının ortadan kaldırılarak devletin hukuk devleti ilkelerine dönebilmesi ülkenin rahatlaması açısından da elzemdir. Bu nedenle sosyal ve insani bilinci yüksek yüzlerce hukukçu tarafından bu yönlü başvurular yapılmıştır.” Ceylan, “Sayın Öcalan’ın tecrit altında tutulmasının asıl nedeni fikirleri ve ideolojisinin toplumlara ulaşmasının engellenmesi kaygısı taşıyan devlet refleksinden kaynaklanıyor” dedi.  ‘YALNIZLAŞTIRMA POLİTİKASI’ Tecridi bir “yalnızlaştırma politikası” olarak tanımlayan ÖHD Hapishaneler Komisyonu Eşsözcüsü Serhat Kurt ise, tecridin tüm cezaevlerine yayıldığını söyledi. Tecrit politikasının sonuçlarına bakıldığında sosyal, sağlık, görüş haklarının engellendiğinin görüleceğini belirten Kurt, “Bilindiği üzere İmralı adasında avukat ve aile görüş kısıtlılığı söz konusu. Kendisine uzun zamandır ulaşılamıyor. Bununla birlikte siyasi tutsakların bulunduğu cezaevlerinde ise sosyal ve kültürel haklardan, sağlık hakkından ve sık sık yapılan aramalardan tecrit politikasının uygulandığını görebiliyoruz.” Türkiye ve Kürdistan’da hukukun askıya alındığını ve bu sebeple hak ihlallerinin çok sık yaşandığını belirten Kurt, “Uluslararası kuruluşlarla birlikte bir heyet oluşturularak Öcalan’ın sağlığı hakkında gerekirse muayene, gerekirse görüş ile durumu hakkında bir değerlendirme ve bir heyet tarafından ziyaret edilmesi ve bu görüşmenin kamuoyuna deklere edilmesiyle bu kaygılar giderilebilir” dedi.  İMRALI’DA ÖZEL POLİTİKA  Son dönemde Öcalan’ın ailesi ile görüşebileceği söylentilerine karşı avukatları ile görüştürülmesinin ise hiç konuşulmadığına dikkat çeken Kurt, Öcalan’ın avukatları ile görüştürülmesi takdirinde İmralı’da uygulanan hukuksuzlukların gün yüzüne çıkacağından korkulduğunu ifade etti.  İmralı Cezaevine gitmek için imza veren 775 avukatın taleplerini dile getiren Kurt, “Avukatlar tüm cezaevlerinde uygulanan hak ihlallerinin tespiti ve takibi için canla başla çalışıyor. Ancak İmralı’da özel bir politika uygulanıyor. Bu hak ihlalini sonlandırmak için 775 avukat bu hak ihlali sonlanana kadar bir mücadele içerisindedir. Her türlü engellemelere rağmen bu girişimin başarı ile sonuçlanacağı düşüncesindeyim” diye konuştu.  MA / Ceylan Şahinli

En az 10 karakter gerekli