en iyi rulet siteleri
Avukatlar: İşkence yönetim biçimi haline geldi
  • Rojev
  • Güncel
  • Avukatlar: İşkence yönetim biçimi haline geldi

Avukatlar: İşkence yönetim biçimi haline geldi

Türkiye’de işkencenin bir yönetim biçimi haline geldiğini belirten avukatlar, işkence uygulayanların yargılanması gerektiğini söyledi.

ABONE OL
Mayıs 25, 2023 06:30
Avukatlar: İşkence yönetim biçimi haline geldi
0

BEĞENDİM

ABONE OL
İSTANBUL – Türkiye’de işkencenin bir yönetim biçimi haline geldiğini belirten avukatlar, işkence uygulayanların yargılanması gerektiğini söyledi. 
 
Kadıköy’de bulunan Moda sahilinde Kürtçe şarkı eşliğinde halay çeken gençlere dönük polis saldırısında, şiddete maruz kalan 4 genç gözaltına alındı. Polisin şiddetini görüntüleyen bir genç daha gözaltına alındı. Darp edilerek İskele Karakolu’na götürülen gençler, burada ters kelepçeli bir şekilde yüzükoyun yere yatırıldı. İşkenceyi sürdüren polis, mehter marşı çalınan anlara dair görüntüler sanal medyada paylaştı. 
 
Emniyet işlemlerinin ardından Kartal’da bulunan Anadolu Adliyesi’ne sevk edilen gençler, “Görevi yaptırmamak için direnmek” ve “Polise mukavemet etmek” iddiasıyla ifadelerinin alınmasının ardından sevk edildikleri mahkemece adli kontrol şartıyla bırakıldı. 
 
Kamuoyunda büyük tepkiye neden olan işkenceye dair değerlendirmelerde bulunan hukukçular, 90’lı yılları hatırlatarak, işkencenin yönetim biçimi haline geldiğini söyledi. 
 
‘90’LARIN AKLI İKTİDARDA’
 
İnsan Hakları Derneği (İHD) Genel Başkanı Eren Keskin, gençlere yönelik işkenceye dikkat çekerek, “90’lar devlet aklının iktidarda olduğunu gösteriyor” dedi. Seçim süreci boyunca sarf edilen kutuplaştırıcı dilin şiddet ve işkenceye yol açtığını ifade eden Keskin, Türkiye’de ittifakların “Kürt karşıtlığı” üzerinden şekillendiğini söyledi. Keskin, bu nedenle milliyetçilik ve ırkçılığın zirve yaptığı bir döneme girildiği uyarısında bulunarak, “Bu gençlere bu tür işkence olaylarını bunlarla birlikte düşünmek lazım. Ters kelepçe, işkence ve kötü muamele yöntemidir. Şu anda tüm muhaliflere uyguluyorlar. Gençlere işkence uygulanması, mehter marşı dinletilmesi, aynı zamanda işkencenin ırkçı saikle yapıldığı anlamına geliyor” diye konuştu.
 
‘KÜRT’ÜN VARLIĞINA KARŞILAR’ 
 
“Kürt’ün diline, halayına, avukatına, doktoruna, insan hakları savunucusuna, gazetesine, gazetecisine ve Kürt varlığına karşılar” diyen Keskin, “Kürtçe şarkılar eşliğinde halay çekmek nasıl bir suç oluşturuyor?” diye sordu. Keskin, “Eskinden devlet inkar ediyordu ve ‘yapmadım’ diyordu. Ancak şu anda açıkça ‘yaptık, yapıyoruz, yapacağız’ diyor” ifadelerinde bulundu. 
 
SOYLU’NUN HEDEF GÖSTERMESİ 
 
Keskin, AKP’den milletvekili olmasına rağmen hala İçişleri Bakanlığı koltuğunda oturan Süleyman Soylu’nun tehdit ve hedef göstermelerini anımsatarak, bu durumun Türkiye’nin altına imza attığı uluslararası sözleşmelere aykırı olduğunu söyledi. Keskin, sözlerini şöyle sürdürdü: “Hiçbir yerde bir İçişleri Bakanı ‘Üzerinize çökeceğiz’ diyemez. Ancak bu ülkede yapılıyor. 90’larda bile bu yapılmıyordu. Çünkü toplumu da buna hazır hale getirdiler. Bunu destekleyen bir çoğunluk var.”  
 
‘İŞKENCE AÇIK MESAJ İÇERİYOR’
 
Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) İstanbul Şubesi Eşbaşkanı Gürkan İstekli, işkencenin açık bir mesaj içerdiğini dile getirdi. Kürt gençlerine yönelik saldırıların “münferit” olmadığını dile getiren İstekli, bu durumun sistematik bir hal aldığını vurguladı. “Her gün yeni bir saldırı ile gözümüzü açıyoruz” diyen İstekli, şunları söyledi: “Kürt gençleri gözaltına alınıp, işkenceye maruz kalıyor. Kürt gençlerinin sindirilmesine, geri tutmaya yönelik olarak okumak gerekiyor. Halay ve şarkı nedeniyle yaşanan işkence, bize inşa edilmek istenen faşist rejiminin boyutunu gösteriyor.”
 
İstekli, işkenceye karşı suç duyurusunda bulunacaklarını belirterek, “Polisin bu kadar pervasızca, toplumun gözü önünde, kameraların çektiği bir anda bu işkenceyi yapması, ardından ise işkence ettiği gençlere mehter marşı dinlettirmesi ve bunu yayınlaması ancak faşizmin sıradanlaştığı ve topluma hükmetmeye başladığını gösteriyor” diye belirtti. 
 
‘BU BİR DEVLET POLİTİKASI’ 
 
ÇHD’li avukat Ezgi Önalan, işkenceye uğrayan gençlerin cezalandırılmak istendiğini ifade ederek, “İşkencenin izleri yok edilmeye çalışılıyor. Kendisini mağdur olarak göstermeye çalışıyor. Karşıdakini kriminalize etmeye çalışıyor. İşkenceyi buradan meşrulaştırmaya çalışıyor. Ve bu sürekli oluyor. Bu bir devlet politikasıdır. İşkenceye uğrayan kişiyi marjinalleştirmeye çalışıyor, tutuklamaya sevk ediyor ve ceza da vermeye çalışıyor” diye konuştu.

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.